İzah, inkişafın habercisi, anlaşılmanın kapısı ve sağlıklı değerlendirmenin alt yapısını sağlar. Muhatap ve seviyesi veya grup halinde ise grubun kapasitesi dikkate alınarak, metin ve sadık mana izah edilmelidir. Herkese aynı standart ifadeyi kullanarak makamın kabiliyeti ve istifade edenin ihtiyacı göz önüne alınmadan izahın sınır ve hacmi belirlenemez.
İzah, şerh ve tanzimden farklı olarak kendi sınırlarında tatbik edilmelidir. İhtiyaca göre veya izah edene göre iç içe geçse de, arzu edilen her birinin kendi mana ve tarifi ile icra edilmesidir.
İzahta, konunun açıklanması sadedinde, ne kadar izah edilecek, ne kadar talep var, nerede durulacak önem arz etmektedir. Mevzunun izahı, kendi mecrasında istifade edenin geliştirmesine pencereler açacak kıvam ve kararda kalmalıdır.
İzah, izaha muhtaç kalmamalıdır. O zaman izahın izahı, delilin müphemliği veya iddianın delilsizliği veya konu dışına çıkma gibi sohbete dönüşen zaafiyetlere dönüşmemelidir.
İzah, "ispatla beyan" ifası için kardeş vazifeler olan ispat ve beyan tariflerini ve beklediği tarzı da ihtiva etmelidir.
Açığa kavuşturmak için yapılan izah, ifade edenin açıklığı kadar, zihni berraklığı, kesrette boğulmayan ruh hali ve genellemeci/indirgemeci kalıplara boğmayan yaklaşımının yanı sıra risaleden atıf yaparak kısa ifadelerle izah köprüleri kurabilir.
İzah, risale üzerinden köprüleme yapabilmeli, tamamlayıcı mana grupları ve mevzuyu bütünleştirici mahiyette insicamı sağlamalıdır.
İzah, tahşiye vazifesi ile karışmamalı ki, tahşiyenin kendi disiplini de kendini icra etsin.
İzah, şerh ve tanzimin rolü ile sonraki safhalarda gerekecek derin kavrayışlara kapı açmalı ama onların yerine ilk başta ikame edilmemelidir.
Risale-i Nur'un izahı, yine risalenin değer ölçüleri ile izah edilecek bir hassasiyette olmalıdır. Diğer bir ifade ile “Risale-i Nur’un hocası, Risale-i Nur’dur.” (Sözler)
Risale-i Nur’un izahı, izah edenin muhayyilesine ve tasavvuruna göre değil, risalenin kendi mantığına, sistematiğine ve asli olan esaslarıyla ruhuna uygun bir açıklama sağlamalıdır.
Risale-i Nur’un izahı, risale matematiği ve konu disiplinleri arasındaki ahenk ve uyumu nazara alarak yapılabilmeli. Bu meyanda, ehem ve mühim ilişkisi ve ifadeyi konumlandırma, evvel ve ahir ile zahir ve batın açısından dikkate alınacak mevzuların kendi disiplini, kariyeri ve ifade edenin mesleki yeterliliği ve ihtisas gerektiren izah çerçevesi iyice idrak edilerek izahın kalitesi arttırılabilir.
Bilgilendirici, merakları gideren, akademik, temel eğitim düzeyinde, pekiştirici bir izah veya ilk ve müptedi bir başlangıçtaki izah farkları, elbette izahçıların da mutlaka bir sınıflandırma ve konuya göre uzmanlaşma sistematiğini gerektirecektir.
Zaten, alt yapısını kurmadan, sorgulamadan, prensiplerini ortak akılla ve onun üstünde duran risale aklı ve mülhem olduğu külli akılla ilişkisini ve bağını kurmadan söylenecek sözün ve metnin veya icranın sürdürülebilirliği ve şahs-ı manevi kalıcılığında nüfuz ve sebatı oluşmamaktadır.
İzah üzerine kafa yormak, izahçı kabiliyet ve uzmanlarla bunu tezekkür etmek, siyak ve sibağını tartışmak, müzakereyi bizatihi bir izah haline getirmek ve 20 akılla düşünmeyi, 40 gözle bakmayı ve 40 kulakla işitmeyi temin edecek bir zeminin ve açıklığın sağlanması, açıklama gerektiren mevzulara bir altyapı sunacaktır.
İzahla birlikte toplam 15 vazifenin her biri ayrı ayrı değerlendirilerek aralarındaki bağ ve geçişlerde makam, muhatap, zaman ve muhteva düşünülerek konunun kabiliyeti geliştirilmelidir.
Kavramların va'z edilmesi, mantıklı ifadesi, şerhe selam vermesi, ispata davetiye çıkarması, telife sadık kalması, tefsire yönelmesi, tanzimin esaslarına bakması, tebliğ ve akla kapı açma mesafesini koruması gibi birbirini besleyen anlam üniteleri ve kavram birliktelikleri ile zihni köprülerin kurulması ise 15 vazifenin bütününü kapsayacak temel prensip ve çerçevelerle ortaya çıkacaktır.
Bu mevzulara kafa yormak, üzerinde zihin mesaisi ve odaklanması yapmak, en vakıf olunan ve sevilen fıtrat ve meslek kapasitesi üzerinden ilerlemek ve yeni inkişaf ve keşiflerin doğmasına vesile olacak başlangıçlara teşebbüs etmek önem arz etmektedir. Açık istişare zemininde ve katılımcı genişliğin ihata zekasını da katarak risaledeki "binlerce keşif ve keramete" giden yolda ivazsız, beklentisiz ve muhterem müellifin "ruh-u asli" hassasiyetini ruhunda hissederek vicdanın ihlas terazisi ile yeni adımlar atmak gerekmektedir. Bunu ihtisas ve istiğna düsturları ile hakikat etrafında gezinti ve kazı yapar gibi ortaya koyma çabaları, şahsi ve indi bulanıklıklardan, endişelerden ve statik duruşlardan azade bir şekilde mana zemininde hakikatin neşvü nemasına hizmet edecektir inşaallah.
Zihni tembelliğin hazır bilgisi/lokması, bütün alemi kendi meşhudatından ibaret sayma durağanlığı veya alemi kabına sığdırma ve sığmayanı yok sayma alışkanlıklarının günümüzde makes bulmadığı bir dönemdeyiz/çağdayız.
İlmin rehberliği, beyanın belağat ve mantık dokusu, ihlasın erişilmez etkisi ve müzakere zeminlerinin özgürce tesis ettiği idrak ve iz'an zenginliği, risalenin ertelenen müjdelerini kalplerde ve zihinlerde yeni muhataplarla birlikte taçlandıracaktır inşaallah.
Hakikatin sırlarına yolculuk, uzun, meşakkatli, bir o kadar kendi içinde derin ve sabır isteyen bir seyrüseferdir. Hareketsiz, emeksiz ve hazırcı bir ruh halinin tecrübe dayatması veya imtiyazlı konuşma fırsatları, evrensel mesajın kainat vüs' atinde makes bulması için yetmez,
O yüzden neticeye karışmadan, seyr-i fıtri içinde ama muhtaç ruhların kendilerine Kur'an eczanesinden buldukları ilaçları esas kabul ederek yapılacak dozaj çalışmaları önemlidir. Yeni teşhislerle hangi ilaçların daha faydalı olacağını düşünmeleri ve keşfe çıkmaları ise her daim izah edilmesi gereken mevzular galerisidir.
"İzaha muhtaç" mevzular üzerinden ilerlemek, izahın yansımalarını ve anlam kaymasına yol açıp açmadığını pilot çalışmalarla geri bildirim ve iyileştirici usullerle geliştirip yaygınlaştırmak ise "çok kuvvetli eller" ister. Muhterem müellifin bu paha biçilmez eserleri içinde, bu tarifin adresinde "Genç Saidler"e yazılan mektuplarla açık davetiye vardır.
“Risale-i Nur benim gibi âciz ve ihtiyar ve zayıf bir bîçareye bedel, genç, kuvvetli çok Said’leri içinizde bulmuş ve bulacak. Onun için bundan sonra Risale-i Nur’un tekmil ve izahı ve haşiyelerle beyanı ve isbatı size tevdi’ edilmiş tahmin ediyorum.”(Kastamonu Lahikası, 72)
Bu 15 vazife etrafında yaptığımız kazı çalışmalarının birinci derecede muhatabı ve görevlileri de aslında onlardır. Diğer kuşaklar ve bizim gibi gençleri anlamak üzerine düşünmesi gerekenler ise bir baba/dede/kardeş/abi sorumluluğu ile "cemiyetin imanını terennüm"(Tarihçe-i Hayat, 784) eden risaleleri cemiyete ulaştıracak araç ve donanımlarla itfaiye hızında düşünme ve uygulama vebali altındadırlar.
Zira "imanım tutuşmuş yanıyor" tespitinin ve feryadının yapıldığı bir yüzyılın bütün serencamlarına maruz kalmışken, yangının telaşını ve ızdırabını duymayan yeknesak bir tutumla 15 vazifenin hakkı ödenemez.
Şimdi itfaiyeci uzmanlar, ihlaslı mütehassıslar, müstağni muallimler ve akademisyenlerle beraber Genç Saidler’in teşebbüs ruhuyla birlikte kol kola harekete geçme vaktidir.
Buyrun izahın izahına, izahın çerçevesine, izahın izahının izahına ki zihin malumat kesretinden ve kabuk tutmuş sathi nazarlardan kurtulsun ve inilmemiş mana kuyularına inmekten korkmasın.