Risale Haber-Haber Merkezi
Hürriyet yazarı Soner Yalçın, "İngiliz ‘WikiLeaks'inde yer alan ünlü Türkler"i yazdı. Yalçın, İngilizlerin 1920 yılı Türkiye raporunda M.Kemal'in bir gözünü yitirdiğinin yer aldığını belirtti.
İşte İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiseri Sir H. Rumbold'un İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon'a yazdığı M.Kemal WikiLeaks'ı:
MUSTAFA KEMAL BİR GÖZÜNÜ YİTİRDİ
Yazılış tarihi: 27 Nisan 1921.
Londra'ya ulaşma tarihi: 4 Mayıs 1921.
Yazan: İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiseri Sir H. Rumbold.
Kime hitaben yazıldı: İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon.
Mustafa Kemal Paşa: Orta halli bir ailenin çocuğu olarak 1881'de Selanik'te dünyaya gelmiştir. İlk askeri eğitimini Selanik ve Manastır idadilerinde almıştır. Çalışkanlığı ile akranları arasından sıyrılmayı başarmış ve listenin ilk sırasında olmak üzere İstanbul Askeri İdadisi'ne geçmiştir. Arkadaşları arasında pek de popüler olmayan Mustafa Kemal'in kibirli biri olduğu söylenebilir.
Kurmay subaylığa hak kazanmasından sonra 1907'de Selanik'e atanmış ve aynı yıl içerisinde İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girmek suretiyle farmasonlar arasına katılmış ve İttihatçı fikirlerin en ateşli savunucularından biri olmuştur.
Bir asker olarak teşkilatçılığıyla ön plana çıkmaktadır.
1913'te askeri ataşe olarak Sofya'ya atanmıştır. Bugün dahi devam eden eğlenceye ve içkiye olan düşkünlüğünün bugünlere dayandığı dile getirilmektedir.
Savaş sırasında üstün cesaret göstermiş ve bir gözünü yitirmiş olduğu söylenmektedir.
Enver Paşa ve Almanlar ile olan ilişkileri oldukça kötüdür.
Viyana'da İmparator Charles'ın taç giyme töreninde Veliaht'ın kendisinden Enver Paşa'ya karşı bir denge unsuru olarak faydalanmak arzusunda olduğu ifade edilmektedir.
1919'un ilk dönemlerinde ortaya çıkan Milli Mücadele hareketinin bir anlamda tohumlarının atıldığı İstanbul'daki askeri çevrelerin örgütlenmesinde oldukça tesirli olmuştur. Bu hareket ile olan ilişkisi 1919 Mayıs'ında Anadolu'nun kuzeyinde özel olarak kurulmuş ordu müfettişliği görevine Ferid Paşa tarafından gönderilmesinin hemen ardından başlamıştır. O zamandan bu yana, adı geçen hareketin en önde gelen lideri konumundadır. Ayrıca bu hareket içerisindeki şahsi ağırlığı da oldukça fazladır.
İdari ve siyasi yeteneklerinin ve kararlılığının hiç de azımsanmayacak ölçüde olması nedeniyle mevcut konumunu muhafaza etmesini bilmiştir.
Muhtemelen kendisinin hazırladığı konuşmaları, kitleleri ve her türlü durumu başarıyla yönlendirme yeteneğine sahip olduğunu açıkça yansıtmaktadır.
Fevkalade gösterişli ve otoriter bir görünüme sahip olmakla birlikte, kendisini aşırı vatanseverlik ve dürüstlükten yoksun biri olarak suçlamak için ortada bir sebep görünmemektedir.