20. yüzyıl başlarında Selanik ve Bediüzzaman (ıı)

Abdulkadir MENEK

Paris’te kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti, en iyi örgütlenmesini Selanik’te yaptı.  Bunun en büyük sebebi, sürgün edilen ve İstanbul’dan uzaklaştırılmak istenen subayların önemli bir kısmının Selanik’e gönderilmesidir. Bu subaylar da, idare ve saray ile olan anlaşmazlık ve hoşnutsuzluklarını bu şekilde ortaya koydular. Bu subaylar ve memurlar, burada tam bir dayanışma ile Sultan II. Abdülhamid Han’a karşı ciddi bir örgütlenme gerçekleştirdiler.   İttihat ve Terakki Cemiyetinin fikri, askeri ve siyasi hazırlıkları büyük ölçüde burada yapıldı. Cemiyetin kurucusu Ahmet Rıza ile Doktor Nazım çok yakın iki dosttular.

Cemiyetin yayın organı olan Meşveret Gazetesi Paris’te 15 günde bir yayınlanıyor ve gizlice İstanbul, İzmir ve Selanik gibi şehirlere gönderilerek abonelere ulaştırılıyordu. Gazetenin yayın işleri ile o sıralar Fransa’da doktorluk eğitimi alan ve ‘’Selanikli Nazım Efendi’’ olarak bilinen Doktor Nazım ilgileniyordu. İttihat ve Terakki Cemiyetinin 1902 yılında Paris’te yapılan kongresinde şiddetli tartışmalar yaşandı ve burada bir bölünme meydana geldi.  Federatif sistemi ve şahsi teşebbüsü savunan Prens Sabahaddin bir grup arkadaşıyla ayrılarak  ‘’Teşebbüs-ü Şahsi ve Âdem-i Merkeziyet Cemiyeti’’ni kurdu.  Federatif sisteme karşı çıkan ve devletçi ekonomiyi savunan pozitivist Ahmet Rıza ve Dr. Nazım başkanlığındaki grup ise, İttihat ve Terakki Cemiyeti olarak yoluna devam etti. (2)

Dr. Nazım, daha sonraları İstanbul’da hakkında verilen giyabi idam kararına rağmen, örgütlenmeyi organize etmek üzere kılık ve isim değiştirerek memleketi olan Selanik’e geldi. Selanik’te hareketin başında Posta Memuru Mehmet Talat Efendi bulunuyordu. Mehmet Talat Efendi’de birçok İttihatçı gibi dönmeydi.(3) Meşhur dönmelerden ve Selanik’te kurulan Feyziye Mektepleri Müdürü olan Selanikli Cavid’de,  hareketin buradaki önde gelen simalarındandı. Burada yaşayan Sabetayistler çocuklarını, kendi kurdukları mekteplerin dışında herhangi bir mektebe göndermiyorlardı.   Şemsi Efendi Mektebi de,  Feyziye Mekteplerine bağlı olarak faaliyette bulunuyordu.  Çok sayıda asker mensubunun olması sebebiyle, hareketin askeri merkezi Selanik’teydi. Selanik’te çok sayıda Sabetayist olduğundan, Masonluk ta hızlı bir şekilde yayılmıştı. İttihad ve Terakki üyelerinin bir kısmının mason olmasını sağlayan kişi de, sonradan Selanik Milletvekili olarak Meclis-i Mebusan’da da görev yapacak ünlü Yahudi Emmanuel Karasso idi.

27 Eylül 1907’de merkezi Selanik’te bulunan Osmanlı Hürriyet Cemiyetinin, İttihat ve Terakki Cemiyetine katılmasıyla birlikte, Cemiyetin Selanik’teki gücü büyük oranda arttı ve faaliyetleri yoğunlaştı. Bununla birlikte Selanik tam bir ihtilal merkezi haline geldi. Sultan Abdülhamid’in, duruma hâkim olmak için baskıları arttıkça, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin de tepkisi daha da şiddetlendi. 1908 yılının başlarında aralarında Resneli Niyazi ve Binbaşı Enver Bey olmak üzere çok sayıda İttihatçı subay, silahları ile dağa çıktı. Bunun ardında isyan yayıldı ve birçok yerde subaylar dağa çıktılar. Tahkikat için gelen çok sayıda görevli, isyancılar tarafından öldürüldü.  Padişahın emrine uymayan askerler, isyancılara karşı koyacaklarına, onlara katıldı.  Geniş bir boyut kazanan bu isyana sivil halk da büyük oranda destek verdi.  Manastır, Serez ve Üsküp başta olmak üzere Rumeli şehirlerinin çoğunda gösteriler düzenlendi. Osmanlı Sarayı’na, Meşrutiyet’in kabulünü ve Anayasanın yeniden ilanını talep eden çok sayıda telgraf gönderildi.

Bütün bu olayların neticesinde Sultan Abdülhamid, daha fazla kan dökülmesine mani olmak için, 23 Temmuz 1908’te Anayasa’yı ilan ederek, Meclis-i Mebusan’ın yeniden toplanmasını kabul etti. İttihat ve Terakki Cemiyeti, bu şekilde amacına ulaştı ve yönetime tamamen hâkim olmak için yavaş yavaş ipleri ele geçirmeye başladı. 24 Temmuz 1908’de Selanik’te çok büyük bir gösteri düzenlendi.  Yapılan gösteride,  Sultan Abdülhamid’in yeniden ilan ettiği Anayasa’ya bağlılık yemini yapıldı, Hürriyet, Eşitlik, Kardeşlik ve Adalet konusunda konuşmalar yapıldı. O güne kadar çete reisi olarak aranan kişiler burada kahraman gibi karşılandı.

Bu olayların neticesinde Enver Bey, beraberindeki diğer subaylarla birlikte dağdan indi ve Selanik’te büyük ve coşkulu bir kalabalık tarafından kahramanlar gibi karşılandı. Daha sonra Enver, Talat ve Cemal Beyler, İttihatçıların diğer liderleriyle birlikte İstanbul’a gittiler. İttihat ve Terakki Cemiyetinin Lideri Ahmet Rıza ise geldiği İstanbul’da büyük bir kalabalık tarafından karşılandı, mebus olarak seçildi ve Meclis-i Mebusan’ın Reisliğine getirildi.

31 Mart Olayını bastırmak amacıyla Selanik yine devreye girecek, düzenli ordu ile birlikte çok farklı etnik unsurlara mensup çetecilerden oluşan büyük bir güç, Mahmut Şevket Paşa komutasındaki Hareket Ordusu adı altında bir araya gelerek İstanbul’a gidecek ve isyanı çok kanlı bir şekilde bastıracaktı.

31 Mart Olayının bastırılması ve Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra, Sultan’a sürgün yeri olarak Selanik seçilecek, burada Alatini Köşkü’nde tecrid edilmiş bir hayat sürecek, 1912 yılındaki Balkan savaşına kadar Selanik’te ikamet edecekti.
Selanik, Balkan Savaşının ardından imzalanan Bükreş Antlaşması ile beş yüz senelik Osmanlı İdaresinden sonra 1912 yılının Kasım ayında Yunanlılara devredildi. Selanik’in Yunanlılara geçmesi ile birlikte büyük bir Yunalılaştırma faaliyeti başladı. Kısa bir süre içerisinde, bütün mahalle, sokak, cadde, mağaza isimler Yunancaya çevrildi. 1917 yılında meydana gelen büyük yangın sonunda ayakta kalan birçok Osmanlı izi de silinmiş oldu. Bu yangında 9500 bina tahrib oldu ve 70 bin kişi evsiz kaldı.(3)  Bu yangın sonunda şehri restore etmek bahanesiyle, bütün Osmanlı eserleri ve camiler yıkıldı.

Dipnotlar:
1-Soner Yalçın, Efendi, Sayfa: 75
2-N. Rıfat Bali, Musa’nın Evlatları, Cumhuriyetin Çocukları, İletişim Yayınları, İstanbul,  2001, Sayfa: 54
3-Meropı Anastassıadou,  Selanik, Sayfa: 370

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.