2019 Hac sezonunu yad ederken

Habip ARTAN

Tam geçen yıl bu zaman Temmuz’un dördünde ilk kafile olarak Şanlıurfa’dan yola koyulmuştuk. 49 gün boyunca Medine-i Münevvere ve Mekke-i Mükerreme bizleri misafir etti. Dün gibi hatırlıyorum, geldim geleli aklımdan bir gün bile çıkmadı. Hemen hemen her gün geçmişi bir şekilde yad ediyorum. Bazen Mescid-i Nebi TV, bazen de Kabe TV canlı yayınlarında izleme imkanım oluyor. Elimizin değdiği, gözümüzün gördüğü yerleri yeniden dokunma ve bakma arzusu ile tekrar takrar izliyorum, hayal ediyorum. İçimizde bir sonsuz arzu var. Peygamberimizin (sav) doğduğu, yaşadığı, sıkıntılar çektiği, hicret ettiği mukaddes beldeleri görmek, Mescid-i Nebevi’de namaz kılmak, Kabe’de tavaf etmek, Umre yapmak, say etmek… Bütün bunlar gözümde tütüyor.

Daha evvel “mukaddes beldelere bir giden bir daha gitmek istiyor” dediklerinde tuhaf karşılardım. “Bir defa yetmiyor mu” derdim. Buralardan gelenleri ziyaret ettiğimde daha yeni gelmelerine rağmen “acaba ne zaman bir daha kavuşabiliriz” ümidlerini dinlerdim. Demek ki haklılarmış. Gidip de dönenler, öyle bir sevgi ve muhabbet ile enerji ve şevk depoluyor ki bir daha varmak istiyorsunuz o mukaddes beldelere. İnsanın fıtratında var adeta güzeli görmek. Allah’ın sevgili kulunun, Nebiler Nebisinin (s.a.v) teneffüs ettiği havayı solumak, ayaklarının bastığı yerleri dünya gözü ile görmek başka bir duygu olsa gerek.

Arkadaşlarımızdan bir çoğu ve ben ilk gittiğimizde 49 gün sürenin çok uzun olduğunu zannediyorduk. “Bu uzun zaman nasıl geçecek” diye adeta şafak sayıyorduk. Döndükten sonra asıl pişmanlık başladı. “Keşke biraz daha kalmış olsaydık, keşke bir daha Hacca gidebilseydik veya en azından bu kez de Umreye gidebilseydik” demeye başladık. Özellikle oradaki arkadaşlıklar da bambaşka oluyor. Şanlıurfa kafilesindeki beşli grubumuz aynen yapışık beşizler gibiydik. Tavafta, Umrede, Sayda, Cumada, yemekte, otelde, otobüste, gezide hep bereberdik, birbirimizden ayrılmadık. Yola koyulurken beş arkadaşla ilk tanıştığımda bu kadar candan dost oluvereceğimi aklımdan geçirmemiştim, şimdi ise en az ayda bir arayıp sormayınca veya bir araya gelmeyince gönlümüz razı olmuyor. Allah’tan herhangi bir engel olmaz ise mutlaka bir şekilde bir araya geliyoruz. Hac kafilemizdeki Birecik gurubu ve Islahiye grubu, Gaziantep grubu ile dostluklarımız daha çok Haccın sonlarına doğru gelişti. Hacdan döndükten sonra onlar ile de irtibatımız devam ediyor. Bir keresinde Birecik, diğer bir keresinde ise Islahiye grubumuz bizleri misafir ettiler. Bu buluşmalarımız ve davetlerimiz devam edeceğe benziyor, hatta grub başkanımızın bizler için açmış oldukları whatssap grubumuz hala aktif, bu platformdan görüşmelerimiz devam ediyor.

Hac sezonu süresince bizlere rehberlik eden grub başkanlarımız ile de irtibatımız whatssap üzerinden devam etmektedir. Tüm grubun genel başkanı Hacı Hocamızı unutmak mümkün değil, onun şevki, iştiyakı, hareketliliği, şefkati, bilgeliği, nükteleri, yapmış olduğu dersleri, toplu tavaflardaki duaları, hala akıllarımızdan çıkmıyor. Oteldeki yemekleri, mesciddeki namazları, servisdeki soğuk araç klimalarını, Harem-i Şerifteki, Mescid-i Nebevideki sürekli durmadan çalışan soğuk esen klimaları unutmadık. Bir çok kimsenin pazartesi ve perşembe günleri genelilkle oruçlu oldukları günlerde iftara yakın hemen hemen herkese ikram edilen Medine ve Mekke ekmekleri ve hurmalarının tadı damağımızda. Zemzem suyunu unutmak mümkün mü, kana kana içiyorsunuz, ister soğuk ister ılık, koridorlarda, girişlerde, çıkışlarda, otelimizde hemen hemen her yerde Zemzem suyu vardı.

2020 yılının başlarında çekilen kuralar neticesinde Hac ibadeti sırası gelen Hacı adaylarımız hazırlıklarını yapmaya başlamışlardı. Duyduklarımıza, bize soranlara tecrübelerimizi aktarmaya başlamıştık, onları tebrik etmiştik. Sevniyorlardı, adeta uçacak gibiydiler. Ama gel gelelim ki Koronavirüs denilen musibet-i amme Mekke ve Medine’yi de etkisi altına aldı. Bu mukaddes beldelere de yayıldı. Mart ayı ortalarında yurda dönen Umre kafilelerinde bile giderayak Covid-19 bulaşmış olduğundan ta ülkemize kadar bir şekilde misafir oldu. Bildiğimiz gibi ardından Cuma namazları, vakit namazları ve Umre ibadetleri bir süreliğine askıya alındı. Gelinen noktada ümitlerimiz daha varken, Hac ibadeti bu yıl Suudi Arabistan yetkililerince yurt dışından gelenlere kapandı, sadece yurt içinde bulunan vatandaşlarına ve sürekli ikamet eden yabancılara açııldı. Umre ve Hac ibadeti kısıtlı olarak yapılacak. Buna da şükür en azından Mescid-i Nebevi, Kâbe, Arafat, Mina ve Müzdelife öksüz kalmamış olur. Allah ibadını bir şekilde imtihan ve istihdam ediyor.

Ümidimiz odu ki; özellikle yaz aylarında iklimi sıcak ve kurak geçen Mekke ve Medine beldelerinde Covid-19’un yok olmasıydı, ancak ne yazık ki tahminlerimiz tutmadı, aksine Suudi Arabistan yarımadasında bu kurak ve sıcak aylarda vaka sayıları daha da artmaya devam etmeye başladı. Bu da ister istemez alınan önlemlerin uzamasına sebep olduğundan tüm dünyada ve ülkemizde büyük bir heyecanla Hac hazırlıklarını yapan hacı adaylarına kötü bir sürpriz oldu, yine de her şeyde bir hayır vardır. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.

Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından yapılan açıklamalaya göre geçen sene Hac kurasında sırası gelenlerin hakları devam ediyor. İnşallah bu sene mukaddes beldelere gidemeyen kardeşlerimiz önümüzdeki yıl ibadetlerini yerine getirmeye nail olurlar. Cenab-ı Allah’tan dileğimiz; Cümle alemi bir şekilde yaralayan ve derinden etikleyen bu Covid-19 musibetini bir an evvel üzerimizden kaldırmayı nasib eylesin. Her zamanki gibi ibadetlerimizi, Cumalarımızı, Umrelerimizi ve Hac vazifemizi yapmayı nasib eylesin, bizleri gördüğümüz günlerden geri bırakmasın. Allah beterinden muhafaza eylesin. Bize kaldıramayacağımız yükleri yükletmesin, tevbelerimizi kabul eylesin. Amin.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.