İnci Döndaş'ın haberi
Bir cami düşünün... İçinde bir kütüphane ve konferans salonu var, şadırvanda duvara kağıt havlular asılı, camiye sensörlü kapıdan giriliyor, içi yerden ısıtmalı, namazı beklemek için bekleme bölümü mevcut, kokteyl salonu da artısı. Kısaca eski bir külliye modern bir şekilde yorumlanmış. Bu caminin nerede olduğunu merak ediyorsanız hemen söyleyelim: İstanbul Ümraniye’de. Kiptaş Konutları’nın yanındaki Yeşilvadi Camii, Osmanlı mimarisi gözardı edilmeden günümüze uygun inşa edilmiş. Yarım kubbesiyle, çelikten yapılan şerefesiyle dikkat çeken cami birkaç ay önce ibadete açıldı ama resmi açılışı henüz yapılmadı. Yapım masrafları Kiptaş tarafından karşılanan caminin mimarisini duyup da Sivas’tan Niğde’den gelenler bile var.
Caminin imamı 36 yaşındaki Suat Olgun. Daha önce Beylikdüzü, Mudurnu, Eyüp’te görev yapan Olgun, son yedi aydır Yeşilvadi Camii’nde çalışıyor. Odası son derece şık, zaten kendisi de daha önce hiç böyle bir odasının olmadığını anlatıyor. Olgun, bu camiyi ilk gördüğünde çok etkilendiğini söylüyor: “Günümüzde camiler sadece namaz kılınan mekanlar olarak değerlendiriliyor. Ama bizim arzu ettiğimiz Peygamber Efendimiz’in ve Osmanlı dönemindeki gibi kişilerin sosyalleştiği bir mekan da olması. İnsanlar dertlerini, sevinçlerini, bazı konuları burada müzakere etmeli. Yeşilvadi Camii bu anlamda geçmişi canlandırıyor.”
Konser de düzenleniyor
Olgun’un da anlattığı gibi Yeşilvadi Camii cemaate sosyalleşmesi için bir ortam sunuyor. Olgun, aile içi şiddetten çocuk eğitimine pek çok konferans düzenlemeyi düşünüyor. İlk konferans Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde yapıldı, tarihçi Dursun Gürlek cemaate zaferin tarihi ve manevi yönünü anlattı. Olgun “Kiptaş sitesinde pek çok meslek grubundan kişi yaşıyor. Mesela bir doktordan kendi branşında konferans vererek bizi aydınlatmasını isteyeceğiz. 20 Nisan’a kadar sürecek Kutlu Doğum Haftası kapsamında 19 Nisan salı günü Prof. Dr. Mehmet Faruk Bayraktar bir konferans verecek, ardından benim de aralarında bulunduğum tasavvuf musikisi korosu sahneye çıkacak, bir de sema gösterisi olacak” diyor. Bu arada konferanslara kadın-erkek birlikte katılıyor; konferans salonuna girmek için kadınların başını kapatmasına gerek yok.
Etkinlik sonrası kokteyl
Camide düzenlenen etkinliklerden sonra cemaate, duvarı Esma-ül Hüsna (Allah’ın 99 güzel ismi) ile süslü salondaki kokteyl masalarında kuru pasta ve yemek ikram ediliyor. Kokteyl giderleri cami derneği ve Ümraniye Müftülüğü tarafından karşılanıyor. Caminin kütüphanesinde aralarında İslam Ansiklopedisi’nin de olduğu 250 kitap var. Ayrıca internet bağlantısı bile bulunuyor. Olgun yakında kütüphane için bilgisayarların da temin edileceğini söylüyor.
Mimar Sinan’ı örnek aldık, kopyalamadık
CAMİNİN mimarı Adnan Kazmaoğlu. İlk kez bir caminin mimarlığını yaptı, A’dan Z’ye her detayı kendisi tasarladı. “İslam ve Osmanlı kültürünü iyi bilirim” diyen Kazmaoğlu, burada bir külliyeyi hayata geçirmeyi hedeflediğini belirtiyor. Marmara mermerinin bolca kullanıldığı caminin sağlığı ve temizliği ifade ettiğini anlatan Kazmaoğlu “Günümüzde camiler genelde eski camilerin kopyası gibi. Bu, mesleğin gelişmesini de engelleyen bir durum. Mimar Sinan yaşasa günümüz mimarisini de gözönünde bulundurarak farklı bir cami tasarlardı. Bizzat sade yaptım çünkü İslamiyet mütevazı olmayı öğütlüyor” diyor.
Yeni cami mimarisi denince akla gelen Şakirin Camii ile kendi tasarladığı mimari yapıyı karşılaştırmasını istediğimizde Kazmaoğlu “Bizimki daha mimarca bir çalışma. Dekorasyon dergilerinin tanımladıklarını içselleştiren bir kitle var. Şakirin Camii, işte o estetikte bir yapı” yorumunu yapıyor.
Keşke hoca kırmızı kart da gösterse!
YEŞİLVADİ Camii’nde çocuklara hafta içi üç gün İslam’ın beş şartından Kur’an okuma dersine kadar hemen her konuda eğitim veriliyor. Cuma günleri ise camiye yakın bir okulun halı sahasında futbol turnuvaları düzenleniyor. Çocuklar, caminin özel yaptırdığı formayı giyerek sahaya çıkıyor. Kazanan takıma ödül olarak kitap ve dondurma veriliyor. İmam Suat Olgun maçlarda hakemlik yapıyor ama çocuklardan 10 yaşındaki Ömer Altun maçlarda sarı ve kırmızı kart olmamasından şikayetçi: “Kavganın kötü bir şey olduğunu biliyoruz, dinimiz kardeşliği emrediyor ama bence maçlarda kart gösterilmeli.”
13 yaşındaki Yusuf Dinç, futbol maçlarının din eğitiminin bir ödülü olduğunu söylüyor: “Burada ibadet etmeyi ve İslam’ı öğreniyoruz. Sonrasında futbol oynayarak ödüllendiriliyoruz. Hayatımızdan memnunuz.” 12 yaşındaki Vedat Olgun ise camideki kursa başladıktan sonra birçok arkadaş edindiğini anlatıyor.
Avlusundaki havuzun sırrı
- Toplam 350 kişinin ibadet edebildiği caminin konferans salonu 250 kişilik.
- Caminin kubbesinin kenarında havuz var. Bu havuz camiyi hem çevresinden ayırıyor, hem güneşte sudan yansıyan ışıkla yarım daire olan kubbenin tam daire olarak görünmesini sağlıyor.
- Minarenin şerefesi, külahı ve alemi 20 cm çapında paslanmaz çelik silindir tüplerden oluşuyor. Bu tüpler altlarındaki ışıkla şerefe aydınlanıyor.
- Mihrabın üstündeki mermer saatte ‘Maşallah’ (Allah’ın izniyle) yazıyor.
- Kürsünün ön yüzündeki aynalı simetrik kufi yazıyla Kelime-i Tevhit Birliği işaret ediliyor
- Kubbeden küresel biçimde aşağı inen altın varaklı Arapça ‘vav’ harfi Allah’ın adının ve düşüncesinin tüm alemde var olduğunu hatırlatıyor.
Star