300 İrlandalı asker Lübnan’ın güneyinde, israilin tam karşısında

Hukukçu ve yazar Yunus Emre Erdölen, Lübnan'da görevli İrlandalı askerlerin ve İrlanda halkının katil israile karşı tutumunu anlatan bir yazı kaleme aldı

Serbestiyet'te yayınlanan yazının bir bölümü şöyle:

İsrail bugün yine Qana’nın da içinde olduğu Güney Lübnan’ı işgal ediyor, Hizbullah’ın bölgesine attığı füzeleri engellemek için Şii köylerini dümdüz ediyor. Şimdiden 1 milyondan fazla Lübnanlı evlerini terk etti, yüzlerce sivil katledildi. İsrail işgal başlar başlamaz yaptığı ilk iş güneydeki BM karargahlarının boşaltılmasını, BM askerlerinin çekilmesini istedi. BM askerleri çekilirse İsrail daha hızlı ilerleyecek, köylerde karargah kurabilecek, saldırılan köylerdeki savaş suçlarına tanık olabilecek uluslararası bir güç söz konusu olmayacak. Nitekim İsrail bu hafta BM askerlerine de ateş açtı, iki barış gücü askerinin bulunduğu gözlem kulesini tank mermisiyle vurdu, iki asker kuleden düşüp yaralandı.

Netanyahu ise bu hafta açıkça Lübnanlılara “ya Hizbullah’a karşı iç savaş başlatın ya da Lübnan da Gazzeleşir” tehdidini savurdu. Bölgede farklı ülkelerden BM askerlerinin bulunması İsrail’in Lübnan’ı da Gazzeleştirmesinin önündeki “ufak ama önemli” engellerden biri. BM karargahları geçmişte olduğu İsrail’in sivil ayırmaksızın attığı bombalardan azade bir sığınak olabilir, İsrail’in tahliye emri verdiği köyleri terk edemeyen yaşlılar, çocuklar ve hastaların hayatı Gazze’nin aksine bu askerler sayesinde kurtulabilir.

İSRAİLİN KARŞISINA İLK ÇIKAN BARIŞ GÜCÜ ASKERLERİ: İRLANDALILAR

Bu nedenle İsrail uzun bir süredir sistematik olarak BM kurumlarını hedef almayı, BM Genel Sekreteri Guterres’in ülkeye girişini yasaklamayı, BM Barış Gücü’nü Hizbullah’a yardım etmekle suçlamayı ve son aşamada BM askerlerine ateş açmayı bilinçli bir şekilde tercih ediyor.

Neyse ki işgalin başladığı ilk günden itibaren bu amacına ulaşamadı. Zira İsrail’in karşısına ilk çıkan barış gücü askerleri, Filistin konusunda insanlık sınavını geçen İrlandalılar oldu. Bir avuç cesur İrlandalı Lübnan’ın güneyinde İsrail’in tam karşısında durdu, kapılarına dikilen tanklara rağmen korumakla yükümlü oldukları köyleri terk etmeyeceklerini söyledi.

ŞAİR BAŞKAN İSRAİL’E KARŞI

İrlanda’nın BM barış gücü kapsamında 380 askeri var. 80 asker şu anda izinde. 300 İrlandalı asker ise üç karargahta.

İrlanda-İsrail arasındaki en büyük gerilim ise doğal olarak tam sınır noktasındaki UNP-652 karargahında yaşanıyor. Bu küçük karargahta 30 İrlanda askeri var.

30 İrlandalı askerin bulunduğu karargahın etrafı bu hafta İsrail tanklarıyla çevrildi. Hizbullah, İsrail’in İrlandalı askerleri canlı kalkan olarak kullandığını ve bu stratejiyi boşa çıkarmak için İrlandılara ateş etmeyeceğini açıkladı. İsrail ise İrlandalı askerlerin operasyonun seyri için çekilmesi gerektiğini yineledi. İrlanda’nın şair Cumhurbaşkanı Michael D. Higgins ise sert bir açıklama yaparak İsrail’i hedef aldı: “İsrail Ordusu’nun barış gücünü tehdit etmesi ve savundukları köyleri terk etmelerini istemesi kabul edilemez. İsrail bütün BM gücünün bölgeden çekilmesini istiyor.”

İRLANDA ORDUSU GÜNLÜK OLARAK ASKERLERİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME YAPMAYA BAŞLADI

İsrail ise Higgins’i yalanladı, İrlandalıların tehdit edilmediğini söyledi. Fakat İsrail karargahın dibine tankları ve lojistik araçlarıyla adeta mobil bir üs kurmuş, bayrak dikmişti. İki amaçları vardı: Hizbullah’ın İrlandalılara saldırmaktan çekineceğini düşünerek kendilerini korumak veya varlıklarıyla İrlandalı askerleri tedirgin etmek, çatışma ortasında bırakarak köyü terk etmelerini sağlamak. Nitekim birçok askerin ailesi İrlanda hükümetine mektup yazmış, askerlerin çekilmesi gerektiğini belirtmişti.

Bunun üzerine İrlanda ordusu günlük olarak askerlerin can güvenliği ve gıdaya erişimi konusunda düzenli bilgilendirme yapmaya başladı, İrlanda medyasında eski askerler barış gücü askerlerinin neden bölgede olmasının İrlanda için önemli olduğuna dair kamuoyu bilgilendirme yazıları kaleme aldı.

İrlandalılar için bu konu kritik. Geçmişten bugüne Lübnan’da İsrail destekli milisler veya Hizbullah’ın saldırıları sonucu toplam 48 İrlandalı asker öldürüldü. Öldürülen İrlandalı askerlerin anısına dikilen bir anıt henüz İsrail tarafından bombalanmadıysa hala Tibine köyünde ayakta. İrlandalı askerler sadece bu görev uğruna canlarını feda etmemiş, aynı zamanda yerel halkla çok samimi bir iletişim kurmuş. Hatta bu nedenle bazı Lübnanlılar İngilizce’yi İrlanda aksanıyla konuşmaya başlamış.

ÇEKİLMEYEREK İSRAİL’İ YAVAŞLATIYORLAR

İrlandalı askerler bölgeden çekilmeyerek hem İsrail’i yavaşlatıyor hem de yavaş yavaş “Gazzeleşen” güney Lübnan’da siviller için bombalardan kaçabilecek bir sığınak ihtimalini canlı tutuyor. Bu inadın arkasında elbette daha geçen ay İran’ın yeni cumhurbaşkanına yazdığı tebrik mektubunun da İsrail Büyükelçiliği tarafından sızdırıldığına inanan Cumhurbaşkanı Higgins’in iradesi var. Fakat daha da ötesinde İrlanda’nın parti fark etmeksizin çok sahici bir “Filistin davası” var.

SİYASET BAŞKA, FİLİSTİN BAŞKA

Amnesty International’ın anketine göre İrlandalıların %71’i İsrail’in bir Apartheid rejimi olduğuna, %61’i ise İsrail’in saldırılarının haksız olduğuna inanıyor. Seçimleri ilk üç sırada tamamlayan sol-sağ partilerin hepsi İsrail’i çok sert bir şekilde eleştiriyor, geçmişten bugüne Filistin’de, Gazze’de yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekiyor.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Dünya Haberleri