Her birimiz herhangi bir konuda, mutlaka birkaç kez yarışma birincisi olmuşuzdur.
Üç kişilik hatta iki kişilik bir yarışmada bile birinci olsak, kendimizi başarılı ve çok şanslı kabul ederiz, değil mi?...
Üç değil, beş değil, 500 değil, 5000 değil, hatta 5 000 000 da değil, tam 50 milyon adaylı bir yarışmanın birincisi olan kişinin, ne kadar şanslı, ne kadar bahtiyar, ne kadar mutlu ve ne kadar büyük bir nimete mazhar olduğunu herkes takdir eder...
• Ey bu satırları okuyan dostum, kardeşim, arkadaşım ve ağabeyim.
Sen bu dünyaya işte böyle bir yarışma sonrası birinci gelen, şanslı, bahtiyar, mutlu ve çok büyük bir nimete mazhar olmuş birisisin.
• 49 999 999 insan adayını eleyerek, şu dünyaya koşuşunu ne çabuk unuttun?
Sen de öteki adaylar gibi elenebilirdin ve şu anda YOK olabilirdin.
Yüce Kudret tarafından bu 50 milyon adaylı yarışın birincisi olmak, sana lütfedildi…
Tıbben kesin olarak bilindiği gibi, insan olabilmek için ana rahmine koşturulan, 50-60 Milyon sperm hücresinden sadece bir tanesi ana rahmine kabul edilir. Diğer yarışmacı sperm hücreleri 23 kromozoma sahip oldukları için, imha edilirler. Çünkü savunma sistemimiz, sadece 46 kromozoma sahip insan hücresini tanımaya programlıdır…
Bu kadar aday arasından seçilmiş olmamız, O yüce Rabbimizin bizlere bir lûtfudur.
Hâl böyle olduğu halde, şeytanın telkiniyle konuşan bir takım haddini bilmezler, “Allah beni yaratırken bana mı sordu?” gibi sözler saçmalarlar. Yaratılmadan önce YOK olduğunu, olmayan bir şeye de, ‘hiçbir şeyin sorulamayacağını’ bile düşünemezler onlar…
• Mademki VAR olduk, öyleyse niçin var olduğumuzu, kim tarafından var edildiğimizi, bu dünya hayatında nelerle mükellef olduğumuzu ve buradan nereye sevk edileceğimizi sorgulamak, öğrenmek ve ona göre hazırlık yapmak zorundayız…
Akıllı insan bir müddet baygın kaldıktan sonra bile, ayılırken ilk olarak “ben neredeyim, burası neresi ve kime ait, beni buraya niçin getirdiler?” Gibi sorular sorar.
İşte bunun gibi bizler de, şu dünya hayatına niçin gönderildiğimizi sorgulamak zorundayız.
Öyle ya bu kadar masraf ve faaliyet boşu boşuna olmamalı, değil mi?
Hani herhangi bir üretici ürettiklerini, derin bir çukur açarak gömer mi?
Veya engin denizlere dökerek, uçurumlardan aşağıya dökerek imha eder mi?...
Bu üretim ve imha, akıldan uzak, çok mantıksız, çok hikmetsiz ve gayesiz olmaz mı?
• Hal böyle olunca; ilmi, hikmeti, kudreti ve adaleti sınırsız olan O yüce Allah c.c., yukarıda çok kısa olarak özetlemeye çalıştığımız binlerce faaliyetlerin meyvesi olan insanı, hiç toprağa gömdürüp çürümeye terk eder mi?...
Bu 50 milyon adaylı yarışmanın birincileri olan bizler, her zaman ve şu anda bir SINAVDA olduğumuzun farkında olmak zorundayız.
Bizlere yakışan da, bu sınavdan da büyük başarılar elde etmiş olarak, mükâfat (veya ceza) yeri olan ahiret âlemine göç edebilmektir.
Bu mübarek günleri de (yani üç ayları) tövbe etmek ve bu sınavda da yarışa girmek için fırsat bilelim.
Yüce Allah c.c. hepimizin YÂR ve yardımcımız olsun ve her birimizi muvaffak etsin. Amin…
Moral Haber