Hazırlayan Abdullah Yargı
RİSALE HABER
Almanya'nın 1 Eylül 1939'da Polonya'yı işgal etmesiyle başlayan II. Dünya Savaşı insanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaştır. Bu savaşta 50 milyon insan ölmüştür. Aynı zamanda nükleer silahın kullanıldığı tek savaştır.
Savaş, Mihver Devletler olarak adlandırılan Almanya, İtalya ve Japonya ile Birleşik Devletleri, Fransa, Sovyetler Birliği, ABD ve Çin'nden oluşan Müttefik Devletler arasında gerçekleştirmiştir. Bu devletlerin dışında iki bloğun yanında birçok devlet savaşa girmiştir.
Bu savaşın dünyaya maliyetleri çok büyük olmuştur. ABD ve SSCB arasındaki Soğuk Savaş'a zemin hazırlamıştır. Batı Avrupa'da sosyalist ve faşist rejimler lağv edilirken, Doğu Avrupa'da SSCB denetiminde sosyalist rejimler kurulmuş, bu bölgedeki Müslümanlar uzun seneler zulüm ve eziyet görmüşlerdir.
II. Dünya Savaşı Sovyetler Birliği ve Polonya'nın 8 Mayıs 1945'te Berlin'i ele geçirmesi üzerine Almanya'nın koşulsuz teslim olmasıyla son bulmuştur.
Ömür sermayesi pek az, lüzumlu işler pek çoktur
Bediüzzaman Hazretleri, II. Dünya Savaşı sırasında da daima Nurlar ile meşgul oldu. Talebelerinin; “Küre-i arzı herc ü merce getiren ve İslâm mukadderatıyla alâkadar olan bu dehşetli Harb-i Umumîden elli gündür hiç sormuyorsun ve merak etmiyorsun. Halbuki bir kısım mütedeyyin ve âlim insanlar, cemaati ve camiyi bırakıp radyo dinlemeye koşuyorlar. Acaba bundan daha büyük bir hadise mi var? Veya onunla meşgul olmanın zararı mı var?” sorusuna Bediüzzaman Hazretleri şöyle cevap verir:
Ömür sermayesi pek azdır; lüzumlu işler pek çoktur. Birbiri içinde mütedâhil dâireler gibi, her insanın kalb ve mide dairesinden ve ceset ve hane dairesinden, mahalle ve şehir dairesinden ve vatan ve memleket dairesinden ve küre-i arz ve nev-î beşer dairesinden tut, tâ zîhayat ve dünya dairesine kadar, birbiri içinde daireler var. Herbir dairede, herbir insanın bir nev’î vazifesi bulunabilir. Fakat en küçük dairede en büyük ve ehemmiyetli ve daimî vazife var. Ve en büyük dâirede en küçük ve muvakkat arasıra vazife bulunabilir. Bu kıyasla, küçüklük ve büyüklük makûsen mütenasip vazifeler bulunabilir.
Fakat büyük dairenin câzibedarlığı cihetiyle küçük dairedeki lüzumlu ve ehemmiyetli hizmeti bıraktırıp, lüzumsuz, mâlâyani ve âfâkî işlerle meşgul eder. Sermaye-i hayatını boş yerde imha eder. O kıymettar ömrünü kıymetsiz şeylerde öldürür. Ve bazen bu harp boğuşmalarını merakla takip eden, bir tarafa kalben taraftar olur. Onun zulümlerini hoş görür, zulmüne şerik olur.1
Dipnot:
1 Şuâlar, 11. Şuâ, 4. Mesele