Risale Haber-Haber Merkezi
Bediüzzaman’la görüşen, Risale-i Nur’ları 58 yıl boyunca yazan Yakup Cemal’i rahmetle anıyoruz. Ömer Özcan, Yakup Cemal ile ilgili bilgileri Risale Haber okuyucuları ile paylaştı.
Yakup Cemal ismi Risale-i Nur’da dört yerde geçmektedir. Geçen asrın tam başında, 1900 senesinde Denizli’de dünyaya gelen bu bahtiyar adamın nüfustaki asıl adı ‘Yakup Özkan’dır. ‘Cemal’ ismini Üstad Bediüzzaman Hazretleri vermiş ona... Mesleği, Devlet Demir Yollarında memurluk ve makinistliktir. 1929’da Isparta-Kuleönü istasyonunda görev yaparken, Barla’da bulunan Bediüzzaman Hazretlerini ilk defa duyan Yakup Cemal, hemen Barla’ya gider ve Hz. Üstad’ı ziyaret eder. İyi derecede Osmanlıca da bilen ağabeyimiz, yeni tanımış olduğu Nur Risalelerini derhal yazıp çoğaltmaya başlar. Ve Allah onu bu yazı hizmetinde tam 58 sene boyunca, 1987’de vefat edinceye kadar istihdam eder… Öyle ki; görüştüğümüz çocukları, ‘Risale yazmaktan sağ kürek kemiği kamburlaşmıştı’ diyorlar.
Bugün Risale-i Nur’u rahat ortamlarda serbestçe okuyan hepimizde Yakup Cemal’in hakkı ve yapılan hizmetlerde hissesi vardır. Şimdiye kadar hiç araştırılmamış olan bu kahraman insanı, Denizli’de, senelerce yaşadığı kendi evinde, şimdi oturan çocuklarını ziyaret ederek öğrendik. Ziyaretimiz 13 Aralık 2009’da gerçekleşti. Tanışmamıza vesile olan Denizli’nin kadim ağabeyi Said Atıcı’ya teşekkür ediyorum.
Bize, Yakup Cemal’i, Denizli’deki evinin şimdiki sakinleri olan oğlu Mahmut Özkan ve kayınpederine çok hayırlı hizmetler eden eşi ‘Gülçin’ hanım anlattılar. Bolca fotoğraflarını verdiler, el yazısı kitaplarını inceleme fırsatı bulduk, teyp kasetine okuduğu Cevşen’i kendi sesinden dinledik ve hatıra olarak aldık. İslamköylü Hafız Ali ve Hasan Feyzi ağabeylerin de yattığı Denizli Kabristanındaki mezarını, oğlu Mahmut ve torunları Hasan Tuğrul ve Hüseyin Çağrı ile beraber ziyaret ettik.
Daha sonra, Akhisar’da oturan ve Yakup Cemal’e çok hizmetler eden diğer gelini ‘Sebahat’ hanımla irtibat kurduk; oğlu Hakan Özkan’ın yardımıyla hatıraların devamını ve teyidini aldık. Hepsine teşekkürler ediyorum...
Yakup Cemal’in çok hayırlı bir hizmeti de, Risale-i Nur’un parlak bir talebesi olan Hasan Atıf Egemen’e ilk defa eserleri vererek hizmeti tanıtmasıdır. Bununla ilgili bilgiler, ‘Ağabeyler Anlatıyor’ seri kitaplarımda, Selami Özer ağabeyin ilgili hatıralarında ileride yayınlanacaktır. Selami Özer, Hasan Atıf’ı bir sene evinde misafir etmiştir, hayattadır… Yakup Cemal’le ilgili hatıralar yazıldıktan sonra ilgili taraflara tashih ettirilmiştir.
1 Temmuz 1987’de vefat eden rahmetli ağabeyimizi sonsuz şükran ve minnetlerle anıyoruz... Şimdilik bir kısmı ‘Risale Haber’de ilk defa yayınlanacak olan fotoğraf ve hatıraların tamamı, yakında ‘Nesil Yayınları’ tarafından basılacak olan ‘Ağabeyler Anlatıyor-4’ kitabında olacaktır.
Ömer Özcan
MAHMUT VE GÜLÇİN ÖZKAN ANLATIYOR
İkimiz de emekli öğretmeniz. Babam Yakup Cemal’in 11 çocuğu vardı, ben son numarayım. Şu anda sağ olan üç kardeşiz. Babam Yakup Cemal’in gelini eşim Gülçin’in, kayınpederine çok hizmetleri vardır. Bilhassa son zamanlarında kendi babası gibi ona bakmıştır. Onun için sorularınıza beraber cevap vereceğiz. Babamız Yakup Cemal’den duyduklarımızı, gördüklerimizi anlatacağız.
KÖYÜN YAKIŞIKLISIYDI ‘CEMAL’ İSMİNİ ÜSTAD VERDİ
‘Cemal’, babamın takma adıdır. Nüfus kâğıdında sadece Yakup Özkan yazar. ‘Cemal’ ismini Üstad Bediüzzaman Hazretleri vermiş ona. Demiş ki; “sen memursun, polis seni takip eder, sana Yakup Cemal diyelim…” Babamız çok yakışıklı birisiydi, belki Üstad ‘Cemal’ ismini onun için vermiş olabilir.
Doğum tarihi 1316, yani miladî olarak 1900. Denizli’ye bağlı merkez köy Moran’da dünyaya gelmiş. Bu köyün yeni adı Yenibağlar’dır. Babamızın ilk mesleği, köyde çobanlık yapmakmış. Köyün yakışıklısı olduğu için kayınvalidemin annesi, kızını uzağa, gurbete, yabana gitmesin diye kayınpederime yani köyün yakışıklı fakirine, çobanına vermiş. Yalnız babamız aynı zamanda köyün tek okuma yazma bileni imiş ve köyün muhtarlığını da yapmış. Eski Türkçe ve yeni Türkçeyi çok iyi bilirdi.
Bu izdivaçtan bir ay sonra, babamız bir imtihana giriyor ve kazanıyor. Devlet Demir Yolları’nda (DDY) memur olarak işe başlıyor. İlk tayini Antep Fevzipaşa’ya çıkıyor. Muhtelif yerlerde memurluk görevini yaptıktan sonra; 1946’dan önce tayinini Denizli’ye çıkartarak tekrar memleketimize geliyor; ben 1946’da Denizli’de doğmuşum, adımı Mahmut koymuşlar. Babamız devamlı Risale-i Nur yazardı, ama çok yazardı, biz onu yazarken daima görürdük. O kadar ki, sağ omzu yazı yazmaktan kamburlaşmıştı
Babamız Yakup Cemal 1960 senesinde DDY’den emekli oldu. Emekli olunca kendisini devamlı takip eden polis için komisere demiş ki; “Elhamdülillah beni böyle hep takip eden bir polisi, bir korumayı tutmaya benim param pulum yetmezdi…”
İlk görev yeri olan Antep-Fevzipaşa’nın yanı sıra Kuleönü, Nazilli, Denizli olarak bu merkezlerde görev yaptığını biliyoruz; belki başka yerler de vardır. Babamız 1960 senesinde emekli oldu. 1 Temmuz 1987’de ikinci eşinin evinde Nazilli’de vefat etti. Kabri Denizli Kabristanındadır.