Çorum'un Oğuzlar ilçesinde 1933'de doğan, ilk kez 1953'te vatani görevi için köyünden ayrılan Hastaoğlu, askerlik yaparken günlük tutmaya başladı.
İlkokul mezunu Hastaoğlu, bulduğu boş kağıtlara gün içinde yaşadıklarını yazarak başladığı alışkanlığını vatani görevinden döndükten sonra Oğuzlar'da da sürdürdü.
11 kız kardeşten sonra dünyaya geldiği için yöre halkınca "Kıymetli" lakabıyla bilinen Hastaoğlu 70 yıldır günlük tutma alışkanlığını terk etmedi.
Hastaoğlu, ilk sayfasına hediye edenin adını not alıp teşekkür notu eklediği ajandalarını evinde özenle saklıyor.
Uzun yıllar çatı ustalığı ile çiftçilik yapan, üç dönem muhtar olan Hastaoğlu, yaşamını eşi, oğlu ve oğlunun ailesiyle birlikte Oğuzlar'daki Obruk Barajı manzaralı evinde sürdürüyor.
Uyandığında okuduğu sure ve dualardan akşam uyuduğu saate, hava sıcaklığından çevre olaylarına, vefat eden mahalleliden yeni doğanlara gün içinde gördüğü her şeyi günlüğüne not alan Hastaoğlu sağlığı elverdikçe bu alışkanlığı sürdürmek istiyor.
"BELEDİYEDE CENAZE BİLGİLERİNDE YANLIŞLIK OLURSA BANA SORUYORLAR"
Beş çocuk babası Hastaoğlu, günlük yazmaktan keyif aldığını söyledi.
Başladığından beri bir günü bile atlamadığını belirten Hastaoğlu, "Deftere her gün ne yaptıysam onu yazıyorum. Misafirim gelmişse onu yazıyorum. Boş kalan günüm hiç olmadı. Ölenlerin isimlerini de defterin arka sayfasına yazıyorum. Nerede öldüğü, nereye defnedildiğini açık açık yazıyorum. Belediyede cenaze bilgilerinde yanlışlık olursa bana soruyorlar. Ben de isminden bulup bilgileri veriyorum." dedi.
"BUNLARI YAZMAYINCA GECE UYUMAM"
Bugüne kadar günlük olarak kullandığı ajandaları evindeki bir dolapta sakladığını dile getiren Hastaoğlu şöyle devam etti:
"Ben bunu yapıyorum, bundan zevk alıyorum. Yağmuru, kar yağmasını yazıyorum. Bu sene çok zaman sonra kar yağdı çoğu vilayete, yağmur yağdı, sel geldi. Türkiye'nin yarısını sel götürdü, bunları yazıyorum. Bunları yazmayınca gece uyumam. Her gün yatmadan önce yazıyorum. Günü bitirince ne olduysa yazıyorum. O gün ne iş yaptıysam yazıyorum. Yazmadığım gün hiç olmamıştır. Kalça kemiğim kırıldı, ağır ameliyat oldum. Oturduğum yerden yine yazdım."
Gençlik yıllarında yazısının çok güzel olduğunu, yaşlanınca eskisi kadar güzel yazı yazamadığını aktaran Hastaoğlu, "Yazmaya devam edeceğim. Kefene kadar yazacağım." ifadesini kullandı.
AKADEMİSYENLER ANSİKLOPEDİ YAPMAK İSTEDİ
Mustafa Hastaoğlu da babasının anılarını yaşatmak için günlüklerini özenle sakladıklarını belirterek şöyle konuştu:
"Bize böyle bir alışkanlık geçmemiş. Babam her gece yatmadan önce yazar, öyle yatar. Hastanede bile yazdı. Müsveddeye yazıp ajandasına temize geçiyordu. Eskiden çok aktif bir hayatı olduğu için yazacak çok şeyi oluyordu. Şu anda çok dışarı çıkamıyor, Kur'an okuduğunu, ayet okuduğunu yazıyor."
Babasının günlüklerinden iki akademisyenin haberdar olduğunu aktaran Hastaoğlu şunları kaydetti:
"Akademisyenler geldi, 'Abdullah amcanın yazılarını ansiklopedi yapmak istiyoruz.' dediler. Babam güvenip ajandalarını vermedi. 'Kaybolur, bir daha ulaşamam.' diye düşündü. Ajandalarını güvenip veremedi. Aslında verseydik daha iyi olabilirdi. Kendisi razı olmayınca bir şey diyemedik."
Babasının hayatı dolu dolu yaşadığını dile getiren Hastaoğlu, "Çoğu ajandası duruyor. Eski ajandalar biraz daha küçük. Yırtılanlar da var. 1972 yılından bu yana bütün ajandaları duruyor. Önceki tarihlerde aralarda kaybolanlar var." dedi.
Günlüklerde, meteorolojik olaylarla ilgili kısa anlatımlar dikkati çekiyor. Türkiye'de etkili olan soğuk havanın "Sibirya soğukları" olarak basına yansıdığı Ocak 2008'de Hastaoğlu'nun günlüğünde "Bugünler çok soğuk gidiyor. Sibirya soğukları devam ediyor." ifadesi yer alıyor.
aa