Şeyhmus Edis'in haberi:
Yurtiçi ve yurtdışından gelen 20'ye yakın aydın, 1300'lü yılların başında İslam dünyasının önde gelen âlimlerinden İbn Teymiyye'nin Moğol istilası altında ezilen Mardinliler için verdiği 'cihat fetvası'nı tartışıyor. Merkezi İngiltere'de bulunan İslami düşünce kuruluşu Küresel Yenilenme ve Rehberlik Merkezi (GCRG) tarafından organize edilen 'Barış Yurdu Mardin Konferansı'nda aydınlar, radikal grupların eylemlerine meşruiyet kazandırmak için kullandığı 700 yıllık fetvaya çıkış yolu arıyor. Fetvanın 'işgale karşı bir direniş mi' yoksa 'bazı örgütlerin kanlı eylemlerine meşruiyet kazandırmak için kullandığı bir argüman mı' sorusunun yanında, 'darü'l harp' ve 'darü'l İslam' gibi kavramlar da ele alınıyor.
Artuklu Üniversitesi'ndeki konferansta konuşan GCRG kurucusu Şeyh Abdullah Bin Bayah, terörist saldırıları İslam'la bağdaştırmanın mümkün olmadığını vurguladı. İbn-i Teymiyye'nin verdiği fetvanın bazı kesimler tarafından yanlış yorumlandığını belirten Bayah, "Bu fetva üzerine savaş açanlar yanlış yapıyor. Şeriatın sesi, terörizmle aynı değildir. Bu tür terörist saldırılar İslam'la bağdaşmaz." dedi.
Tabah Vakfı Direktörü Şeyh Habib Ali Jifri de, "İbn-i Teymiyye tıpkı diğer alimler gibi, kendi yaşadığı koşulları göz önünde bulundurarak fetvasını verdi. Dünyada İslam adına katliamlar işleniyorsa ve bazıları İslam'ı kendi istedikleri şekilde yorumluyorsa bu konuda üzerimize çok şey düşüyor. Cinayet, katl, zarar verme ile direnme arasında çok fark var. Teymiyye önemli bir alim. O dönem için söylenenler o dönem için söylenmiştir. Bu fetvayı, gerçekliğin hükümranlığı altında doğru yorumlamamız gerekir. Gerçekler ile yüzleşip kendi kendimizle barışmamız lazım." şeklinde konuştu.
Dünyadaki Müslüman Azınlıkların Başkanı Dr. Ali al-Karadaği ise ilmi ne olursa olsun, bir insanın her söylediği sözün sonsuza kadar doğru olmayabileceğine dikkat çekti. Karadaği şunları söyledi: "Fetvalar bazen yanlış yerlerde yanlış şekilde kullanılıyor. Bugün şiddet yolu ile bir şeyler yapmak isteyen insanlar eylemlerini bu fetvaya dayandırıyor. İbn-i Teymiyye doğru bir fetva vermiştir. Ama bugün insanlar bu fetvadan yanlış sonuçlar çıkarmıştır. Müslüman'ın kanı ve malları saldırıya maruz bırakılmaz. Müslümanların, gayrimüslimleri de koruması gerekiyor. Eğer bunu başaramıyorsak işbirliği yapmamız lazım."
Zaman