Geçtiğimiz hafta gerçekleşen, AFAD’a göre 6,6; Kandilli’ye göre 6,9’luk İzmir depremi, ne yazık ki pek çok yapının çökmesine, onlarca vatandaşımızın enkaz altında kalarak vefat etmesine neden oldu.
Her büyük depremden sonra olduğu gibi İzmir depreminden sonra da “Japonya’daki depremlerde binalar yıkılmazken Türkiye’deki depremlerde binalar neden yıkılıyor?” sorusu sorulmaya başlandı. Habertürk’ten Esra Boğazlıyan, bu soruyu Kagawa Üniversitesi Sismoloji ve Afet Azaltma Bilimi Anabilimdalı’ndan Profesör Yoshiyuki Kaneda ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı Kıdemli Danışmanı Dr. Hitoshi Baba’ya sordu.
“Japonya’yı etkilemeyen bu büyüklükteki deprem, Türkiye’de neden büyük yıkımlara neden oluyor? Japonya neyi doğru yapıyor, Türkiye neyi yanlış yapıyor?” sorusu üzerine Dr. Hitoshi Baba, aradaki farkın deprem dayanıklılık standardı uygulaması olduğunu söylerken, açıklamalarına şu şekilde devam ediyor:
“Bu, sadece Japon halkının ciddiyetiyle başarılmış bir şey değil. Mimarlar gibi uzmanlar tarafından yapılan bina teftiş ve onay sistemi ve her büyük deprem meydana geldiğinde depreme dayanıklılık standartlarına yeni bilgiler getiren yönetişimin sonucudur.”
Aynı soruya yanıt veren Prof. Kaneda ise, “EEW sistemi (deprem erken uyarı) ve deprem dayanıklılık teknolojisi Japonya’da bilinir. Japonya’da sık sık tahliye tatbikatları gerçekleştiriliyor. Bu yüzden birçok Japon deprem anında sakin kalıyor. Ayrıca sismik alanlarda yapılan binaların deprem şartnameleri yakından takip ediliyor. Yapı denetimiyle zayıf binalar belirleniyor, depreme dayanıklı hale getiriliyor.” ifadelerini kullanıyor.
“Doğal afetlerde nasıl hızla organize olup kurtarma çalışmaları yapıyorsunuz?” sorusunu Dr. Baba, “Hem Yangın ve Afet Yönetim Ajansı’nın hem de polisin SAR (arama-kurtarma) çalıştığı ve öğrendiği tesisleri var. Öz Savunma Kuvvetleri de afet yardımı konusunda eğitim alıyor.” şeklinde yanıtlarken; Prof. Kaneda şu şekilde yanıt veriyor:
“Japon okullarında öğrenciler, depremlerdeki sarsıntıyı öğreniyor. Deprem durumunda hem kendilerini hem de birbirlerini korumayı biliyorlar. Japonya, deprem, tsunami, tayfun gibi birçok doğal afeti sık sık yaşadı. Doğal afet farkındalığının, özellikle de deprem farkındalığının Japonya’da çocukluktan beri oldukça yüksek olduğunu söyleyebilirim. Deprem bizim bir gerçeğimiz ve bununla yaşamayı öğrendik. Anaokulundan başlayarak öğrencileri bir doğal afette nasıl davranmaları gerektiği konusunda düzenli tatbikatlar yaparak eğitiyoruz.”
Japonya’daki depremlere karşı dayanıklı binalarınızın tasarımı, kullanılan malzeme, sözleşmeler ve yapı denetimleri hakkında da bilgiler paylaşan Prof. Kaneda, “Muhtemelen bina yapısının düzenlemeleri farklı.” derken açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Ben Türkiye’de birçok uygunsuz yapı olduğunu anladım. Türkiye’de 1999 İzmit depreminden sonra hazırlanmış olan ve birkaç kez güncellenmiş kapsamlı deprem yasaları ve şartnamaleri var. Ancak en önemli şey bu yasaların ve şartnamelerin şantiyede doğru şekilde uygulanmasıdır. Japonya’da şantiye teftişleri ve yapı denetimleri yasalara uygun olarak titizlikle yürütüldü. Bu nedenle afet dayanıklılığı yüksek ve güçlüdür.”