Enerji güvenliğini güçlendirmek isteyen Kuzey Avrupa ülkeleri gelecekte deniz üzerine kurulacak rüzgar türbinlerini bağlamak için Kuzey Denizi altına ortak bir şebeke kurmak için görüşmeler yürütüyor. Fakat planın önünde finansal ve idari engeller bulunuyor.
Ukrayna'nın işgali sonrası Rus enerji kaynaklarına bağımlılığı azaltmak için alternatifler arayan Avrupa ülkelerinin üzerinde özellikle durduğu kaynaklardan biri de rüzgar enerjisi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen geçtiğimiz ay Danimarka'nın Vestas ve Siemens Vestas gibi dev türbin üreticilerinin kullandığı Esbjerg limanında yaptığı konuşmada "Avrupa'da birbirimize daha fazla dayandığımız sürece Rusya'ya daha az bağımlı oluruz," ifadelerini kullanmıştı.
Yeşil enerjinin güzel bir kaynak olduğunu herkesin kabul ettiğini vurgulayan von der Leyen fakat bundan gerçekten faydalanmak için altyapının gerekli olduğunu belirtti.
Gerçekten de kara üzerindeki santraller nedeniyle zaten aşırı yüklü olan şebekeyi zorlamadan ya da deniz altını kablolarla doldurmadan nasıl bir çözüm bulunacağı hala belirsizliğini koruyor.
Buna çözüm olarak sunulan önerilerden biri de deniz üzerindeki türbinlerin ürettiği elektriği belli enerji adalarında topladıktan sonra Avrupa'daki farklı pazarlara buradan ortak bir şekilde dağıtılması.
Danimarkalı Energinet halihazırda Kuzey ve Baltık Denizi'nde Danimarka'ya bağlı iki enerji adasını Almanya ve Belçika şebekelerine bağlama konusunda görüşmeler yürütüyor.
Reuters'e konuşan Energinet yetkilisi Hanne Storm Edlefsen Norveç, Hollanda ve Almanya ile gelecekteki projeler için görüşmeler sürdüğünü belirtti.
Danimarka, Hollanda, Almanya ve Belçika şu anda 16 gigawatts (GW) olan rüzgar enerjisi kapasitesini 2050 yılına kadar 150 GW'ye çıkarma planları olduğunu açıkladı.
Hukuki çerçeve eksik
Kuzey Denizi'nde kurulacak ortak şebeke, üretilen elektriği enerji adalarında toplayarak ihtiyaç duyulan pazarlara ihtiyaç anında yönlendirecek. Bu sayede anakara üzerindeki şebekede oluşacak aşırı yüklenmelerin önüne geçilecek.
Fakat bu şebekeyi kurmak en az 10 yıl sürecek Reuters'e konuşan sektör kaynaklarına göre on milyarlarca dolara malolacak.
AB üyesi olmayan İngiltere'de dahil olmak üzere bir çok ülkeyi ilgilendiren bu projelere kimin yatırım yapıp kimin şebekeyi inşa edeceği ise belirsizliğini koruyor.
Halihazırdaki düzenlemeler herkesin maliyetleri ve gelirleri paylaşmasına izin vermiyor.
Sektörün önde gelen lobi gruplarından WindEurope Direktörü Giles Dickson birçok hibrit proje planlandığını ama en büyük engelin Avrupa çapında kanuni bir çerçeve olmaması olduğunu vurguladı.
euronews