Büyük bir heyecanla uyanırsınız, coşkulusunuz, yapmak istediğiniz rüyayı görmüşsünüzdür. Rüyanın hayaliyle bir müddet düşünürsünüz, ete kemiğe büründürmeden, önceki hedeflerinize uyumlu olup olmadığına bakmadan ve idealinizdeki hayal ile uyuşup uyuşmadığına bakmadan peşine düşersiniz. Bir noktadan sonra ilerleyemediğinizi görürsünüz ve gerçekçi hayat sizin yörüngesiz yürüyüşünüz karşısında duruverir. Heyecan duruverir, kalkamayacağı bir durakta. Fikirler kısırlaşır ve duruverir, hakkını veremeyeceğiniz ve hazırlıklı olamadığınız fikirler karşısında.
Yanlış bir yola, kapalı bir trafiğe girersiniz. Karşıdan gelen her araç ve işaretler sizi uyarmaktadır, ama siz kendinizce karşılaştığınız bu kadar yanlışı ve ters istikameti düzeltmek olarak algılarsınız. Birazda şövalye ruhuyla direnir, girdiğiniz sonu tıkalı yolda ilerlersiniz ve sonunda yol bitiverir ve aracınız/takımınız ve kendinizle birlikte duruverir her şey. Başka şeyleri durdurmaya yeltenirsiniz o an, karşıdan geçen araçlardan yardım ve çözüm ararsınız, ama nafile. Dönmeniz gerekiyor. Dönmedikçe, anlamadıkça ve hatasını kabullenmedikçe ve yaşadığını bir tecrübe olarak kaydetmedikçe, her şey duruverir, tıkayıverir ve kilitleyiverir sistemi/ahengi ve gidişi.
Hırslar derinleştikçe, azgın istekler kontrol edilemedikçe ve nefis doyumsuz zevklerine kapı aralamaya çalıştıkça, akıl ve vicdan orada duruverir. Söyleyecek sözü yoktur ehl-i aklın. İnsaf sürgüne gider bu mahallede. Basiret bağlanır, tutukludur bu minvalde.
"Dediğim dedik, çaldığım düdük" türünden tiranlık başlarsa, insanda bu yeni konumundan hoşlanıp, "yan cebime koy" kabilinden kendini megaloman bir saikle yeniden kurgularsa, o zaman beraberlik duruverir, paylaşmak kaçar, mutluluk firar eder ve despot ruhlar karşısında düşünmek duruverir. Yanlışın karşısında da irade duruverir. Hem durur, hem durulur, hem de duruverir.
Yanlış doğruya davetiye çıkarır, doğru kaldığı yerde duruverir, davete icabet etmez. Hissiyat galip gelip akla baskı yapar ve makul olandan uzaklaştırmaya çalışır, hikmet orada itiraz eder, aklı yerinde sağlam durur ve sahada galip-mağlup kavgasına girmez hissiyatla. Ve duruverir.
İnsan fikirleri ve bir konu etrafında oluşan yaklaşımları beraberinde ortak bir noktayı yakalamazsa,"ete kemiğe bürünüp" faaliyete geçmezse ve sistematik bir bütünlük içinde parçaların/organların/cihazların uyumu ve ahengi olmazsa bölünüverir, sistem onu durduruverir ve bir noktadan/parçadan bakarak bütünü göremez ve diğerleri duruverir.
Şamil olan, teşmil edilebilen, geneli kapsayan ve genelin hukukuna riayet edip duygu/düşünce dünyasına hitap eden fonksiyonlar/haller ve teşebbüsler akıverir, hareket verir, umumi vicdanı harekete geçirir, teşvikin domino etkileri başlar, aksi halde sınırlı/tehdit edilmiş, kapsama alanı tahsis edilmiş, hususileştirilmiş şekilde sosyal alana, hayat-ı içtimaiye ve beşeriyeye girmek, muvaffakiyeti durduruverir, toplumu dışlayıcı olduğu için beşeriyet çarkları durduruverir.
Berrak düşünceler akıcıdır, bariz hakikatler aydınlatıcıdır, doğru ve açık fikirler etkileyicidir. Şeffaf olmayan, barizleşmeyen ve açık/dürüst bir yansıması olmayan zorlama/horlama konu ve gündemler ile olumsuz telkin ve beyanlar hakikati durduruverir. Aklın boğazında tıkanıverir ve ihlası durduruverir. İhlassız bir hal salıverir kendini. Bu vaziyet müspet tesiri durduruverir. Bariz olamayana mariz olur ve izah etme kapasitesi duruverir. İkna ise çoktan terk eder idraksiz çemberi beynin oksijenini kesen menfilik karşısında. Ve müspet olan duruverir/durduruverir.
Bilmediğinize merak salarsınız, bir müddet ilerlersiniz, ama konunun felsefesine, prensiplerine ve perspektiflerine vakıf olmadan sadece bilgi yığını üzerinden veya bazı pratik başarılardan sonuca gitmeye çalışırsınız. Hız yapıp, arka plana hakim değilseniz, bir müddet sonra yavaşlarsınız, tıkanırsınız, hatta teşebbüsünüz duruverir. Heyecanınızı kaybedersiniz, motivasyonunuz düşer. Çünkü ilerleyemiyorsunuz, farklılığı keşfetme zevkiniz kalmaz ve evrensel ölçekte rekabet/müsabaka sisteminiz oluşmadığı için daralır ve tahammülsüzleşirsiniz.
Etrafın eksiklikleri hatırlatan, yanlışı ikaz eden fikirleri karşısında teyakkuza geçmek yerine zihni inkişafınız duruverir. Müdafaaya kalkışır, savunma yapar ve kendini iknaya yetmeyen sonuçlarla bir başkasına telkin ve iknaya kalkışır. Orada yine anlatma, izah ve ikna sistemi duruverir. Kendi içinde fasit bir dönüşle dönüverir ve böylece sabitlenmiş ve kıyası mümkün olmayan bir durağanlıkla kendini tekrar ederek aynı düzlemde sonuçlar değişmediğinden verimlilik duruverir.