Açılım toplantısında Said Nursi'yi anlattım

Altan Tan, Başbakanın yazarlarla buluştuğu Demokratik Açılım toplantısında Said Nursi'yi nasıl hatırlattığını söyledi

Risale Haber Haber Merkezi

Yazar Altan Tan, 17 Nisan 2010 Cumartesi günü Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İstanbul’da, Dolmabahçe Sarayı’nda yazarlarla buluştuğu ‘Demokratik Açılım’ toplantısını ve orada neler söylediğini anlattı. Tan, Said Nursi'nin çözüm önerilerini de Başbakan'a hatırlattığını belirtti.

Toplantının genel atmosferinin iyi olduğunu belirten Tan, Taraf gazetesindeki yazısında, "Konuşmak isteyen hemen herkese söz verildi ve kimsenin sözü kesilmedi. Ben de söylemek istediklerimi açık ve net bir şekilde ifade edebildim. Demokratik açılım ile ilgili söylenmesi gereken her şey söylendi diyebilirim. Başbakan dikkatlice dinledi ve notlar aldı" dedi.

Kendi konuşmasının ana başlıklarını da aktaran Tan, Said Nursi'nin çözüm önerilerini de hatırlattığı yazısında görüşlere yer verdi:

"Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Kürt Açılımını başlatmak doğru bir karardı ve bu açılımı canı yürekten destekliyorum. Türkiye’nin iç dinamikleri de, Küresel dış dinamikler de Türkiye’de değişimi zorunlu kılıyor. Kemalist düzen 1930’ların laikçi ulus devlet anlayışı ile artık devam edemez. Değişim kaçınılmazdır, engellenemez. Ancak bir müddet daha ertelenebilir. Türkiye’nin acilen yeni bir toplum ve millet tasavvuruna, devletle milleti kaynaştıracak yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyacı var.

...

"İdris-i Bitlisi Yavuz Sultan Selim’e yazdığı mektupta ‘Kürt beldelerinin fethi İstanbul’un fethini tamamlayacak önemdedir, Kürtlerle ittifak sizlere Bağdat’ın, Basra’nın yani Irak ve Azerbaycan ile Halep ve Şam’ın yollarını açacaktır’ demektedir. Osmanlı Kürt ittifakı 410 yıl sürmüş ve tüm Ortadoğu siyasetini belirlemiştir.

"Bediüzzaman Said-i Nursi de yüzlerce Kürt ağa, bey ve şeyhinin Sultan Abdülhamid’den mevki makam ve altın alabilmek için sıraya dizildiği bir dönemde tüm bunları reddederek Van’da Arapça, Türkçe ve Kürtçe eğitim verecek bir üniversite açma talebinde bulunmuş ancak deli denilerek tımarhaneye atılmıştır. Kürt ağalarını Hamidiye Paşası yapan Sultan Abdülhamid’e karşı Üstad ‘Ey Kürtler! Kürtlüğü lekedar etmemek için ihsanı şahaneyi, padişahı ve maaşı red ettim tımarhaneyi seçtim.’ demektedir. Hayatı boyunca Türk-Kürt kardeşliği ve birlikteliğini savunan Üstad yine başka bir yazısında “Türklerin aklı ile Kürtlerin kuvveti ikimizin mecmuu (toplamı) iyi bir insan oluruz” demektedir.

"Said-i Nursi’nin köyü Nurs’un ismi yıllar önce susuz ve verimsiz toprak anlamına geldiği söylenen Kepirli olarak değiştirilmişti. 2003 yılında yasal olarak referandum yapıldı, Bitlis Valiliği onaylayarak Ankara’ya İçişleri Bakanlığı’na gönderdi. Dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ‘Şimdilik beklesin’ dedi, hâlâ bekliyor. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın isim iadeleri ile ilgili olarak referandum yapılsın sözlerini de kabul etmek mümkün değildir. Bu yerlerin isimleri değiştirilirken hiç kimseye sorulmadı. Bugün neden aslına iadesi için sorulsun?

İLGİLİ HABERLER:

Demokratik Açılımda Said Nursi konuşuldu

Bediüzzaman Haberleri