Dursun Sivri'nin haberi
RisaleHaber-Sosyal Etüdler Derneği (SETÜD)'ün düzenlediği ve Doç. Dr. Ahmet Yıldız'ın konuşmacı olarak katıldığı 'Demokratik Açılım' konulu seminerden notlar...
- Demokratik açılım ihtiyacı İttihat Terakki Cemiyetinin iktidarı ele geçirdikten sonra milliyetçilik eksenli yönetim anlayışı cumhuriyetin kuruluş yıllarının paradigmasıdır.
- İttihat Terakki Cemiyetinin aktörleri ilk meclis ve cumhuriyetin kuruluşunda da etkin rol almışlardır.
- İstiklal harbinde Osmanlı topraklarında yaşayan tüm etnik gruplar İslamiyet ortak paydasında bir arada mücadele vermişlerdir.
- İlk meclisin yüzde yirmi beşi Kürt kökenli mebuslardan oluşmuştu. Daha sonraki yıllarda Türk Milliyetçiliği paradigmasına sahip olanlar, diğer etnik gruba mensup olanları sistematik bir strateji ile tasfiye etmişlerdir.
- Bilhassa 1924'ten sonraki mecliste Kurtuluş savaşında oldukça etkin rol alan, Hüseyin Avni Ulaş, Rauf Orbay, Kazım Karabekir tasfiye edilmişlerdir.
- Takrir-i sükunla sistematik asimilasyon, mecburi göç olayı, Şeyh Said olayı bahane edilerek uygulanmıştır.
- Tek partili rejim, ilk meclisinde belirlenen politik bir tercihtir, paradigmadır.
- 1924 Anayasası salt nitelikli çoğunlukla kabul edilmekle beraber, hilafetin ilgası oturuma katılanların salt çoğunluğu ile kaldırılmış olup nitelikli çoğunluk yoktur.
- Yine ilk meclis ve cumhuriyetin kuruluş yıllarında Türk milleti demek tüm anasır-ı İslâmiye olarak defaatle meclis kürsüsünden deklare edilmiştir. Ancak sonraki yıllarda paradigma Türk ırkı dışındakiler yok sayılmıştır.
- Türkçülük yaklaşımının en baskın uygulamasında Fevzi Çakmak önemli rol oynamıştır.
- Kürtlerin ilk yıllarındaki cemiyetlerinde ağırlıklı hava din ve İslam kardeşliği ağırlıklı olmakla birlikte 1930'lu yıllardan sonra seküler yaklaşım öne çıkmıştır.
- PKK seküler ötesi Marksist bir paradigmaya sahiptir, Türk Milliyetçilik paradigması ile ikiz kardeştir.
- Kürtlerin ve diğer etnik grupların yok sayılması aksülamel yapmış, tahrik edici bir etki oluşturmuştur.
- Dindar Türklerin milliyetçilikle dindarlığı bir arada kabul etmesi İslam kardeşliği ortak paydasında birlikteliği engellemektedir. Etnisiteye dayalı milliyetçiliğin farklı unsurların bir arada yaşamasını engelleyen önemli bir sorundur.
- Demokratik açılımı gerekli kılan, cumhuriyetin kuruluş yıllarının paradigması olan, tek parti ve tek etnisiteye dayalı rejimi devam ettirmek istemelerinin bu zamanda geçerliliğini yitirdiğini kabul edemeyişleridir. O zamanın kurucu kadroları ikinci ve sonraki dönemdeki yaklaşımlarında demokrasiyi istemedikleri görülmektedir. Bugün sıkıntı o zamanın paradigmaları ile demokrasi olmasa da olur anlayışı ile demokratik taleplerin zorlamasıdır.
- Anayasaya konulan değişmez maddeler yine o yılların paradigmasıdır.
- Siyasete tanınan inisiyatif 1937'de Başbakanlık İsmet İnönü’den Celal Bayar’a verilince Mustafa Kemal “Genel Kurmay Başkanı, Emniyet Müdürleri, Milli Eğitim Müdürlerini, Valileri ben atarım diğerlerine sen ne yaparsan yap” denilen uygulamalar anayasanın değişmez maddeleri ile aynıdır.
- Hükümet ve devlet ayrı kurumlar ve yapı gibi bir algılama da demokratik bir ülkede görülebilen bir şey değildir.
- Demokratik açılımın başarıya ulaşabilmesinde cemaatlere ve sivil toplum kuruluşlarına çok iş düşüyor.
- Anayasada değişmez olarak tanımlanan maddeleri ne hükümet ne devlet değiştirebilir. Anayasayı ancak millet değiştirebilir. Milletin hukukuna sahip çıkması, bilinçlenmesi, demokratik taleplerde bulunması ile mümkün olabilir.
- Cemaatler ve sivil toplum kuruluşları, toplumun bütün kesimlerini bilgilendirmeli ve bilinçlendirmeli, İslam kardeşliğinin öne çıkarılması, demokratik normların gerçekleşmesi için AB sürecinin de devam ettirilmesi için çaba sarfetmeli.