Sadakatte kene gibi, metanette çam dağı gibi, sabırda güçsüzlüğüne rağmen azimle çalışan kaplumbağa gibi olacak adamlar ister bu hizmet!
Gerekirse anadan yardan diyardan vazgeçecek ve vazgeçmişliğini bile düşünmeyecek adamlar ister bu hizmet!
Rızayı ilahi dışında hiçbir şey düşünmeyen O razı olsa tüm dünya küsse ehemmiyeti yok düşüncesini kendine düstur eden Acaba o benden razı oldu mu? düşüncesini bastıran, (yok eden demiyorum nefis öldürülemediği gibi nefsin istediği davranışlarda bastırılır. Bu yüzden nefisle mücahedeye büyük cihad denilir ya!) adamlar ister bu hizmet!
Çile çektikçe hel min mezid yani daha yok mu? diyen, her çileyi bir terakki vesilesi bulan ve musibette dahi sabır içinde şükreden adamlar ister bu hizmet!
Hizmetin gecesi gündüzü yok diyen, her an nerede bulunması gerekirse orada bulunmayı hayati vazife addeden, benim bildiğim Zübeyir başıda gitse derse katılır diyen üstadına talebe olmaya layık adamlar ister bu hizmet!
Her an davamı nasıl anlatırım düşüncesiyle durmadan koşuşturan of bile demeyen. Ki demeye vakti bile olamayacak adamlar ister bu hizmet!
Rahmetli Nazım Gökçek ağabeyin dediği gibi Bu yol aşk ve çile yoludur diyen adamlar ister bu hizmet! Hizmette yüz adım ileri, ücrette yüz adım geri giden adamlar ister bu hizmet!
Nefsine binip at gibi koşturan Kuran ahlakıyla ahlaklanan Nebiye benzeyen adamlar ister bu hizmet!.. Sahabelerin isar hasletini yaşayan bu asırda iman hizmetiyle asrısaadeti andıran Ehl-i suffe gibi terk-i dünya eden has adamlar ister bu hizmet!
Dava aşkında, çilede sadakatte metanette feragatte fedakârlıkta adeta birbiriyle yarışan adamlar ister bu hizmet!... Ömrünü daha çok hizmet yapabilecek arkadaşlarına adayabilecek kadar fedakârlık yapan adamlar ister bu hizmet!...