Söküklerimi dikerken, döküklerimi toplarken kapı çalacak; biliyorum.
***
Apar topar alıp götürecekler beni; mevsim/in dallarında salınırken meyveler, rüzgâr taze bir serinlik, yeni bir heves getirmişken...
***
Beklemekten hoşlanmıyor musun? Beklemeye geldik buraya; kendimizi... Nöbetini tutmaya kendimizin; iki nefes arası...
***
Yaşadığının farkındaysan yaşının adını unut; farkında değilsen... yine unut!
***
"Çıkmaz Sokak"lardan çık, "dolaşma" sokak sokak; kendini (kendinde) ara!
***
Bir yağmur ol bağlara, bahçelere, (hele) çöllere; niceleri için için yanarken, yanıp tutuştuğun var mı bir c/an için?
***
Hangi terazi tartar (benim) sevgimi; beni seven bir gönülden başka...
***
Yaprağı dinle; ne der? Ne diyor bu şehrin bulutları?
***
Duy... ellerinden düşen zamanların sesini!
***
Çoğalan heveslerini gördüğün kadar; azalan nefeslerini de gör!
***
Görmek neymiş; onu gör! O'nu gör!
***
Gözlerinden başka gözlerinin olduğunu gör!
***
Unuttun (mu) bir randevun vardı! Ah, yine geç kaldın... kendine!
***
Aynalarda yok musun yoksa! Eğer öyleyse... ah!
Eyvah, eyvah, eyvah!
***
Işığın mı soldu yoksa! Duymak, okumak var/dı mevsimlerin sesini, rengini, ve sairesini; n'oldu? Bir çekirdekte görmekti koca bir ağacın hevesini; n'oldu ha!
***
Bir yıl dört mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar, kış.
Bir gün dört mevsim: Sabah/ilkbahar; öğle/yaz; ikindi/sonbahar; gece/kış.
Bir andan ötekine mevsimlerden mevsimlere düşmektesin; telaşelerin gürültüsü bir sussa, duyacaksın adımları/nı; ama ölüm duymayacak telaşelerin/in sesini; seni ansızın (tam vakti/nde yani...) bulacak! Gidecek, gideceksin! Göreceksin!
***
Ömrüm! Ne zaman geldi; ah, ne çabuk gider? Yabancıladığım bu gelecekler gelmiş de arkadaş olmuşum aklığına saçlarımın! Bedenimin, ruhumun her an değişen kılığına kıyafetine ayak uydurmaya çalışıyorum.
***
Sevgili gül!
Sen kimden aldın bu hevesi, bu rengi... ki âşıklar sırılsıklam
sana!
***
Sevgili kalem!
Emellerim bitmiyor, şu ölüm başımdan gitmiyor. Yaz sevgili
kalem! Yaz ölümü ki... Yaz ki... Ah, yıkılır birdenbire içimde durmadan yükselen (ne)ler...
***
Kalbin/in sızısını, incecik sevincini, sonsuzluk türküsünü dinle!
***
Ey arsız ihtiyaçlar! Bir varmış bir yokmuş bu dünyada çoğalıp durmayın!
***
Bir de bilsem; hangi kelimeler çoğalıyor, hangileri azalıyor
dilimde/kalbimde/halimde...
***
Bir de kırsam zincirlerimi, açsam pencereleri/mi sonsuza...
***
O'nsuzluğun beni ondurmadığını bildiğim; kendime geldiğimdir; güldüğümdür.
***
Öyle bir çığlık atsam ki... adı "hürriyet" olsa, adı "hakikat" olsa...
Aforizmalar - 3
{{member_name}}
{{formatted_date}}
{{{comment_content}}}
YanıtlaYükleniyor ...
Yükleme hatalı.