Brüksel Temyiz Mahkemesi Pazartesi günü yaptığı açıklamada, şu anda 70'li yaşlarında olan kadınların, melez kökenleri nedeniyle küçük yaşta annelerinden koparılıp Katolik yetimhanelerine yerleştirildiklerinde devlet tarafından "sistematik olarak kaçırılmalarının" kurbanı olduklarını söyledi.
Mahkeme, Belçika devletinin "siyah bir anne ve beyaz bir babadan doğan çocukları sistematik olarak aramak ve kaçırmak için bir planı" olduğunu söyledi.
Mahkemeden yapılan açıklamada, "Bu çocukların kaçırılması, uluslararası hukuk ilkeleri uyarınca insanlığa karşı suç teşkil eden insanlık dışı ve zulüm niteliğinde bir eylemdir," denildi.
Mahkeme, devletin beş kadının her birine uğradıkları manevi zararlar için 50.000 euro ödemesine ve 1 milyon eurodan fazla yasal masrafı karşılamasına karar verdi.
Monique Bitu-Bingi, Noëlle Verbeken, Léa Tavares Mujinga, Simone Ngalula ve Marie-José Loshi adlı kadınlar, temyiz mahkemesinin davanın zaman aşımına uğradığını tespit eden 2021 tarihli bir kararı bozmasının ardından Pazartesi günü hukuk mücadelelerini kazandılar.
Beş kadının avukatlarından Michèle Hirsch Belçika medyasına yaptığı açıklamada, "Bu bir zafer ve tarihi bir karar" dedi. "Belçika'da ve muhtemelen Avrupa'da ilk kez bir mahkeme Belçika sömürge devletini insanlığa karşı işlediği suçlardan dolayı mahkum etti."
Belçika hükümeti, 1959-1962 yılları arasında Kongo'da (şimdiki Demokratik Kongo Cumhuriyeti) Avrupa ve Afrika kökenli binlerce melez çocuğun kaçırılması nedeniyle ilk kez 2019 yılında özür dilemişti.
Ülke 1908'den 1960'a kadar Belçika kolonisiydi.
Davada hükümeti temsil eden Belçika dışişleri bakanlığı kararla ilgili olarak kamuoyuna açıklama yapmadı.
euronews