Afrika'dan en yeni Risale-i Nur haberleri

Bu mübarek günlerde ferahlatan müjdeler

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu ebeden daima.

Aziz, Sıddık Ağabeylerimiz ve Kıymetli ve Gayretli Kardeşlerimiz.

Zahiri kara, batını mazlum ve istikbali inşallah ve biiznillah Nur olan Afrika kıtasından, hususan Güney Afrika Cumhuriyetinden hürmet ve muhabbetlerimizi arz ederiz.

Evvela: Rivayat-ı sahiha ile “Leyle-i Kadri; nısf-ı ahirde, hususan aşr-ı ahirde arayınız” ferman etmesiyle, bu gelecek geceler, seksen kusur sene bir ibadet ömrünü kazandıran Leyle-i Kadrin gelecek gecelerde ihtimali pek kavi olmasından istifadeye çalışmak, böyle sevaplı yerlerde bir saadettir.

Hem Mübarek Ramazan- Şerifinizi, hem bu Leyle-i Kadrinizi, hem de gelen Bayramınızı bütün ruh-u canımızla tebrik ediyoruz. Cenab-ı Hak ve Feyyaz-ı Mutlak Hazretleri bu Ramazan-ı şerifin başını hakkımızda rahmet, ortasını mağfiret eylemiş ve sonunu da cehennemden azat edilmiş olmayı nasip eylesin ve Leyle-i Kadrini umumunuza bin aydan hayırlı eylesin. Ve seksen sene bir ömr-ü makbul hükmünde  hakkınızda kabul eylesin, amin…

Çok muhterem Ağabeylerimiz; sizlerle hasbihal etmeyeli uzun zaman oldu. Bu ramazanın hürmetine hem kusurumuzun affı hem dualarınızda dahil olmak için  bir kaç cümle sizinle konuşalım arzu ettik. Malumunuz Güney Afrika’da Nur hizmetleri 10 yılını doldurdu. Elhamdulillahi heza min fadli rabbi. Çok güzel hizmetler oldu ve oluyor. İnşallah dualarınız bereketiyle kıyamete  kadar olacaktır. Burada dershanemizde dersler, programlar, teravihler, talebeler aynen Türkiye’deki gibi devam etmektedir. Hamdolsun günden güne Risale-i Nurlar Kur’andan aldığı nurlarını Dünyanın her tarafına dağıttığı gibi Afrika’nında etraf-ı erbaasına dağıtmaktadır.

Bizler Güney Afrikada dershanemizdeki programların yanında, ramazan münasebetiyle, bulunduğumuz şehir olan Johannesburg’un varoşları denilen fakir semtlerinde günlük iftarlar ve teravihler ve derslerle iştigal ediyoruz. Her gün  buradaki ağabeylerin iştiraki ve Çare Derneğinin katkılarıyla yüzlerce muhtaç insana iftarlar veriyoruz. Onlarla okuma programları yapıyoruz. Ülke genelinde ondan fazla hatim ve cevşen-ul kebir dağıtıldı, günlük okunuyor. Televizyon ve gazetelerde Risale-i Nur program ve makaleleri yayınlanıyor. Ramazan ve iktisat Risalesi binlerce basıldı ve dağıtılıyor. Yüz bin şükür burada hizmetler yoğun bir şekilde devam ediyor, ehl-i hizmet ve himmet ağabey ve kardeşlere çok ihtiyaç var dua buyurun.

Sizinle komşu ülkelerle olan hizmetleri de özetle paylaşalım, inşallah hamiyetli ağabeyleri teşvike medar olur. Çünkü o ülkelerde Nur dershanelerimiz hali hazırda teşekkül etmedi. Bu ülkelerden birisine geçen hafta bir hizmet seyahatimiz gerçekleşti şöyleki:

Bu ülkemiz Zimbabwe. İki yıldır irtibatımızın davam ettiği bu ülkeye ilk defa ziyaret gerçekleştirdik. Bundan önce değişik vesilelerle Risaleleri göndermiştik, kendileri de gelip Kitap fuarımızdan Nurları alıp gitmişlerdi. Risaleleri okuyanlardan Zimbabwe Müslüman Gençlik Derneği yönetim kurulu bizimle irtibata geçerek davet ettiler. Uzun sure gitme fırsatımız olmadı, nihayetinde kendiler Johannesburg’taki dershanemize geldiler. Uzun süren istişare ve görüşmelerimiz akabinde Zimbabwe’deki kitap fuarına katılmayı karalaştırdık. Geçtiğimiz hafta bir haftalık programla Zimbabwe’nin Harare başkentine gittik. Kitap fuarından tutmuş olduğumuz standda Nurları teşhir ettik. Fuarın yani sıra bir hafta boyunca iki konferans organize edildi. Şehirdeki vakıf ve dernek yöneticileriyle toplantılar yapılıp Risaleler ve hizmetimiz tanıtıldı. Her gün teravihler farklı bölgelerde kılındı ve teravihlerden sonra bir saat civarında Nurlu bir ders yapıldı. Bu derslerden birinde Namazdan bahsedilip dördüncü söz okundu. Şuan insanların ağzında dolaşan bir şey var o da, 24 altın, unutma günlük yirmi dört altının var nasıl harcadığına dikkat et diye birbirlerine hatırlatmaya başladılar. Gittiğimiz kenar semtlerdeki çok fakir bölgelerde Çare Derneğinin de katkılarıyla iftarlar organize edildi. Bu iftarlarda bu yılki Ramazan ayında ilk defa etli ve çeşitli bir menüyle iftar açılmış oldu. Bunun sevinci ve dünyanın üzerinde yerini dahi bilmediği bir ülkeden Müslüman kardeşlerinin kendilerini unutmayıp yardımına koşmaları  Zimbabwe Müslüman kardeşleri duygulandırdı ve gözyaşlarını tutamayanlar oldu.

Bu ülkelerde özellikle Müslümanlar çok fakir durumda. İftar verdiğimiz bölgelerde elektrik, su ve yol yok. 250-300 kişilik bir toplulukta yüzlerini bile görmediğiniz insanlarla iftar açmak başka bir duygu, tarifi imkansız. Vesile olanlardan Rabbim yüz binlerce razı ve hoşnut olsun. Bu insanların bir gün de olsa gönlünü hoşnut edenlerin, Allah-u Zül-Cemal hazretleri ebediyen onları hoşnut eylesin. Amin.

Bu bir haftalık programızda devlet erkanından yetkililerle görüşmeler oldu, Nurlardan ve hizmetlerimizden, amaç ve gayemizden bahsedildi. Özellikle Gençlik Bakanıyla görüşmemiz çok verimli oldu. Sağlık bakanı ve Eğitim bakanıyla da görüşmeler yapıldı. Nurlardan hediye edildi.

4 günlük Kitap fuarında çok güzel gelişmeler ve kaynaşmalar yaşandı. Şunu da belirtmekte yarar var, Afrika kıtasında eğitim düzeyi en yüksek olan ülke Zimbabwe, yani 1 milyar 400 milyon kişilik kıtanın içinde bu 20 milyonluk ülkenin eğitim durumu çok iyi. Okumayı 7′sinden 70′ine herkes seviyor. İngilizce diline çok hakimler. Fuarda standımız binlerce kişinin ziyaretine şahit oldu. Gelenler; öğrenciler, öğretmenler, papazlar ve hanımlardı. Hepsinin farklı bir ilgi ve merak alanı vardı.

Öğrenciler gençlik rehberine, öğretmenler tabiat risalesine, papazlar 23. Söze, bayanlar da hanımlar rehberine odaklandı, sanki her gelen anlaşmalıymış gibi bu risaleleri eline alıp bizi soru yağmuruna tutuyordu. Bizlerde saatlerce anlatıyor ve onlar bıkmadan pür dikkat dinliyordu. Maddi durumu iyi olmayanlar kitapların fiyatını soruyor ve parasının olmadığını söylüyordu, bizler bu eserler öyle bir fiyat istiyorki deyip eğer en az üç defa okumaya ve üç kişiye okutmaya söz verirse kitabı alabileceğini söylediğimizde hem çok şaşırıyor hem çok düşünüyorlardı. Neden düşündüklerini sorduğumuzda hep aynı cevabı alıyorduk, “şimdi söz versem okumasam kesinlikle olmaz onun için kendimden iyice emin olmak için” diyorlardı. Bir iki tanesi “bu kitabı alamam eğer okumazsam sözümde duramam” diyerek dürüstlüğünü ortaya koyuyordu, ama ertesi güne kadar dayanamayıp gelip söz vererek alıyordu. Bu anlattığımız kişilerin %90′i gayr-i müslimdi.

Okul müdürleri ve öğretmenleri eserleri tanıttığımızda hepsinden birer tane alıp okulun kütüphanesine koymak istiyorlar ve vermemiz için adete yalvarıyorlardı. Elimizdeki kitapların az olması bizleri düşündürdüğünden hemen hepsini vermek istemiyorduk. Bizi okullarına davet edenler oluyor öğrencilere nasihatte bulunmamızı istiyorlardı.

Bir gün bir yaşlı amca geldi iki eli de dirseğine kadar alçıda, kolunda ve parmaklarında  kırıklar varmış. Biz diğer misafirlere nurlardan farklı eserleri tanıtırken 20 dk bekledi ve sonunda kendisiyle konuştuk, hastalar risalesini göstererek “bu kitap nedir bana faydası olur mu? Durumum çok kötü, bu kitap beni iyi edermi” dedi. Biz de şifa Yaratıcıdan, hastalığı veren O olduğu gibi şifayı verende O’dur dedik.

“Peki bu kitap nedir” dedi. Biz de bu kitapçık, hastalığın batını veçhesinden bahsediyor, hikmetlerini anlatıyor, bize kazandırdığı faydalardan bahsediyor, hastalık nasıl rahmet ve merhamet olur  vs, bahsediyor dedik. Durumu fakir olduğundan bu zata da en az 3 defa okuması sözünü vermesi karşılığı vereceğimizi söyledik ve okumayı çok sevdiğini söyleyip risaleyi alçısız olan parmaklarıyla aldı. Ertesi gün öğleden sonra geldi, biz masanın arkasındaydık, kendisi de masanın arkasına geçip üzerimize yürüdü elleri tam çalışmadığından başıyla elimize doru eğiliyordu önce anlamadık ne oluyor, sonra;  hem eğiliyor hem konuşuyordu, diyordu ki;

“verin elinizi öpeceğim, siz bana öyle bir ilaç verdiniz ki 70 yıllık hayatımda böyle bir ilaç görmedim. Ben son zamanlar hastalıktan bunalıma girmiştim, artık hayattan istifa etmek istiyordum, halim çok perişandı, sizi bana ilahım gönderdi”

Bu Zat hristiyandı. Biz de bu eserlerin Kur’an’ın eczahanesinden geldiğini söyledik, o inananlara şifa ve hidayet kaynağı olduğundan bahsettik. Risalelerden okumak ve islamı araştırmak için söz verdi ve ayrıldı, binler teşekkür ediyordu.

Müjdeli diğer bir haberimiz de, İki genç kardeşimiz bu dört günlük fuar esnasında islamiyetle şereflendi. Zaten İslam hakkında kulaktan duyma bilgileri varmış ama sorularına cevap bulamamışlar, sorular sordular ve hamdolsun üç gün Risaleleri okumalarıyla  kalpleri tatmin olup hidayete kavuştular. Bu kardeşlere uzun uzun İslamı anlattık.

İran büyük elçiliğindeki kardeşler de standımızı ziyaret ederek bütün eserlerden ikişer tane aldılar, bunların bir takımını elçiliğin kütüphanesine diğerini de, katkıda bulundukları Zimbabwe üniversitesinin kütüphanesine koyacaklarını söylediler. Özellikle cevşeni ellerinden düşürmediler.

Beş tane lise okulunun kütüphanesine de risaleler  istediler ve bütün bu kişiler gayr-i müslimdi. Hepsine de hediye ettik.

Ramazan risalesinden 5 bin adet bastırıp burada herkese dağıttık. Bunun yanı sıra tabiat risalesinden bine yakın, 23. Söz beş yüzden fazla dağıtıldı.

Konferansımızın birinde yerli  hafız bir kardeşimiz Hz. Üstadımızı ve Risaleleri tanıttı. Bir yıldan fazladır okuyor risaleleri. O kadar güzel tanıttıki maşallah sanki yıllardır tanıyor Üstadımızı.

Bu kardeşimiz ve diğer dört kardeşimiz Risaleleri okuyorlar inşallah haftalık bir ders başlattılar. Çok okuyup yerli dile tercüme edeceklerini söylediler.

Diğer bir komşu ülkemiz de Mozambik. Bu ülkeyle de üç yıldır irtibattayız, iki yıldır nurları ve cevşeni şevkle okuyan ağabeyler var, tercüme çalışmaları da devam ediyor. Büyük alim bir zat talebeleriyle beraber Risaleleri okuyor. Bu Zat Kur’anı Portekizciye tercüme eden Zat. İnşallah risaleleri hem yerli dile hem portekizceye tercüme edecek, şu an okuma aşamasında.

Tanzanya ülkesinde nurlar tercüme edilip okunmaya devam ediyor. Jumah Abimiz 6-7 yıldır nurlarla alakadar. Şu zamana kadar 4 tane eseri Suwahili diline tercüme etti. Cevşeni arapçadan Suwahili’ye tercüme etti, sünneti seniyye risalesi de hemen hemen bitmek üzere. Bu ağabeyimiz inşallah mütercimler toplantısına katılmak üzere önümüzdeki günlerde Türkiye’yi ve Barla’yı ziyaret edecek inşallah.

Diğer bir ülke Madagaskar, geçtiğimiz yılın sonunda davet üzerine gidip ziyaret etmiştik, risalelerden ulaştırdık. Çok güzel de bir program yapmıştık. Nurlardan istifade etmeye devam ediyorlar.

En son Mauritius adasına külliyat ve küçük eserlerden posta ile gönderdik. Güney Afrika’da bastırıp dağıttığımız Nurlar, bizden 4 bin km uzaklıktaki adaya kadar gitmiş, bir şeyhin eline geçmiş, kaç aylık bir görüşmenin ardından Nurları kendine ulaştırdık. Hayatının bundan sonraki bölümünde gayesi,  Risale-i Nur hakikatlerini okumak ve insanlarla paylaşmak olacağını söyledi.

Daha bunlar gibi çok güzel hizmetler ve gelişmeler var, uzun olduğu için sadece dualarınıza vesile olması için bununla iktifa ediyoruz…

Tekrar Leyle-i Kadrinizi ve Mübarek Bayramınızı tebrik ediyoruz,

Dualarınıza muhtaç aciz kardeşiniz

Güney Afrika Nur Talebeleri namına
Yunus Sarıoğlu

Nurnet

Nur Talebeleri Haberleri