Üstad Said Nursi’nin Anadolu’da başlattığı büyük, manevi ve Kur’ani cihad, çok zor şartlarda ve büyük bedeller ödenerek, bu ülkenin bağrına tam anlamıyla yerleşti. Bu büyük manevi cihad neticesi, Anadolu’yu zulümata mahkûm etmek isteyenlerin hevesleri kursaklarında kaldı.
Üstad Said Nursi’ye bu büyük ve zor hizmette, fedakârlığın şahikasına yükselmiş ve adeta seçilmiş, Havari misali büyük kahramanlar yardım etti. Bu kahramanlar, tam bir fedakârlık ve cesaret ile Üstad Said Nursi’nin etrafında bir hizmet ve muhabbet halkası oluşturdular.
Bu kahramanlar, hiçbir korkuya boyun eğmediler, Tehditlere, hapislere ve takiplere beş para ehemmiyet vermediler. Ahir Zamanın beklenen Müceddidi olan Üstad’larına ruh-u candan ‘’Lebbeyk’’ dediler.
İşte bu kahraman insanların içinde Zübeyir Gündüzalp’in hiç şüphesiz ki, çok özel ve çok farklı bir yeri bulunmaktadır. Bu farklılık, Zübeyir Gündüzalp’ın şahsında adeta temessül etmiş sadakat ve müdebbirlik vasıflarından gelmektedir.
Zübeyir Gündüzalp, Said Nursi’yi tanıdığı andan itibaren bütün varlığı ile Üstad olarak kabul etmiş, tam bir fedakârlık ve sadakat ile davasına tabi olmuştur. Zübeyir Gündüzalp’i, Nur Hizmetinin en önemli bir rüknü ve kutbu haline getiren özelliklerin başında, kafasını başka hiçbir şey ile karıştırmadan, tam bir inkiyat ve sadakat ile Üstad’ına bağlanmış olmasıdır.
Zübeyir Gündüzalp’in 1944 yılında başlayan Nur yolculuğu, tam müstakim bir şekilde son nefesine kadar devam etmiş, kardeşlerine ve hatta kendisinden yaşça büyük ve Risale-i Nur hizmetine ondan önce giren hizmet ehli için dahi, tam bir numune-i imtisal olmuştur.
Bu sadakat ve müstakime hizmetlerinden dolayıdır ki, Üstad, O’nu tanıdıktan kısa bir süre sonra hizmetine almış, O da Üstad’ını asla mahcup etmeden, tam bir fedakârlık ve kahramanlık ile bu hizmetleri üstlenmeye başlamıştır.
Zübeyir Ağabey, Üstad’ın son yedi yılında, en yakınında bulunan hizmet eri olarak, adeta bir ‘’Sır Kâtibi’’ gibi görev yapmış, Üstad’ın tam itimat ve muhabbetine mazhar olarak, meslek ve meşrebinin bütün inceliklerine vakıf olmuştur.
Üstad’ın vefatından sonra, işte bu önemli özelliklerinden dolayıdır ki, tam bir idareci vasfı ile bu büyük hizmeti çekip çevirmek için adeta bir işaret fişeği ve bir kılavuz vazifesini üstlenmiştir. Cemaat mensuplarının farklı bazı telakki ve anlayışlara iltifat etmeden, tam anlamıyla meslek ve meşrebin inceliklerine ittiba ederek hizmetlerini devam ettirebilmeleri için çok yoğun bir gayret ve faaliyet göstermiştir.
Bunun içindir ki, Zübeyir Ağabey hayatta olduğu müddetçe, çok önemli görüş ayrılıkları yaşanmamış, büyük oranda hizmet içinde birlik ve beraberlik muhafaza edilmiştir.
Zübeyir Ağabey, kendisinden yaşça çok büyük olan Tahiri Mutlu gibi ağabeylerden de tam bir hüsn-ü kabul görmüş ve onlar tarafından ‘’Ağabey’’ olarak kabul edilmiştir. Bunun içindir ki, zaman zaman bazı Nur Talebeleri tarafından, Zübeyir Gündüzalp ‘’Ağabeylerin Ağabeyi’’ olarak isimlendirilmektedir.
Zübeyir Ağabey’in vefatından sonra da, bu şekilde ve meşveret sistemi içinde hizmeti çekip çevirebilecek vasıfların hepsini dengeli bir biçimde taşıyabilecek vasıflara sahibiyet noktasında ortaya çıkan zaaf, bazı problemleri de beraber getirmiştir.
Uzun yıllardır Zübeyir Ağabey’in memleketi olan Ermenek’i ziyaret etmek istediğimiz halde, çeşitli sebeplerden dolayı bu isteğimizi bir türlü gerçekleştirememiştik. Geçen Cuma günü bu isteğimizi gerçekleştirmeyi Rabbim nasip etti. Torosların zirvesinde bulunan bu şirin ve küçük Anadolu şehrine yirmi dört saat süren bir seyahatte bulunduk.
Harika manzaralar eşliğinde devam eden uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra Ermenek’e vardığımızda adeta Nurs’un havasını teneffüs etmeye başladık. Yüksek bir dağın başında ve derin bir vadiye bakan bir mekânda kurulan bu şirin ilçemizde, geçmişin birçok izine rastlamak mümkün.
Nüfusu on binin üzerinde olan Ermenek’te, Akdeniz ve İç Anadolu’nun ikliminin özellikleri beraberce yaşanıyor. Şehrin nazır olduğu vadide nazlı nazlı akıp geçen Göksu ırmağında kurulan Ermenek Barajı, enerji üreten önemli barajlarımızdan biri olarak hizmete girdikten sonra, bölgenin ikliminde bazı değişmeler görülmeye başlanmış.
Akşam Vakıf Merkezinde Necmeddin Şahiner’in yaptığı Zübeyir Gündüzalp sohbeti, büyük hayır ve istifadeye vesile oldu. Zübeyir Ağabey’in aziz kardeşi Haydar Gündüzalp ve Necmeddin Şahiner arasındaki sohbet, gerçekten görülmeye değerdi.
Cumartesi günü saat on dörtte yapılan, Risale Akademi ve AKAV’ın, Ermenek Belediyesi ile birlikte gerçekleştirdiği ‘’Zübeyir Gündüzalp Paneline’’ iştirak ettik. Osmanlı Devletinin kuruluşundan üç yıl sonra inşa edilen ve yakın bir zamanda kapsamlı bir restorasyondan geçen Ulu Camide kıldığımız öğle namazlarının ardından panelin yapılacağı salona intikal ettik.
Bu ağabeylerin davalarının, sadakatlerinin genç nesiller tarafından daha iyi anlaşılması ve tanıtılması için yapılan bu büyük hizmet, her türlü takdiri hak ediyor. Zübeyir Gündüzalp’in doğup büyüdüğü diyarda O’nu anlatmak, O’nun davasını yeniden yaşamak gerçekten çok güzeldi.
Ermenek Kahramanları da, aziz hemşerileri için düzenlenen bu panelin en güzel şekilde icra edilmesi için ellerinden gelen bütün gayreti gösterdiler. Hayrettin, Haydar ve Mehmet’ler ile birlikte, diğer bütün hizmet erleri adeta seferber olmuş gibi büyük bir gayret ve heyecan ile üzerlerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirmenin telaşı ve şevki ile koşturdular.
Panel’de görev yapan bütün konuşmacılar, Zübeyir Ağabey’i en güzel ve en fıtri hali ile anlatmak için büyük gayret gösterdiler. Bu Paneller dizisi devam edecek. Anlatılacak çok şey var. Gündeme getirilecek ve örnek alınacak çok sayıda Nur Kahramanı var.
Bunlar vazifelerini en güzel şekilde yaptılar. Bir kısmı tezkeresini aldı ve inşallah ücret ve mükâfat diyarına gittiler. Çok az bir kısmı asırlık çınarlar gibi ayakta ve her türlü fiziki maniye rağmen hizmetlere koşmaya devam ediyorlar.
Zübeyir Ağabey çok az yaşadı. Elli bir yaşında Hakkın rahmetine kavuştu. Yirmi beş yıl süren hizmet hayatına çok şey sığdırdı. Muzaffer bir kumandan gibi vazifesini tamamladı. İnşallah Cennet bahçelerinde İki Cihan Güneşi Peygamberimiz(ASV) ve Üstadımız ile beraberdir.
Yirmi dokuz Eylül’de Karabük’te Mustafa Sungur Ağabey ve altı Ekim’de İslahiye’de Zübeyir Ağabey için yeni paneller yapılacak. Diğer Ağabeyler için düzenlenecek paneller de inşallah arkasından gelecek.
Bu hizmet ve Nur kervanı bütün yeryüzünü kuşatacak bir genişlik ve büyüklük ile kıyamete kadar devam edecek. Nurun hakikatlerini bütün insanlığa ulaştırmakla yükümlü olan bizlerin vazifesi, her hal-ü karda devam etmeli.
Bu hizmet zincirinde herkes, her himmet sahibi ve her hizmet ehli yerini almalı.