Ağustos ağacı

Mücahit BİLİCİ

Sonbaharda hüzünle veda edip kış gecesini sessiz bir şükürle geçiren ağaç, ilkbaharda yeniden haşrolmanın neşvesiyle serpilir.

Buradayım der hâl dili olan dal yaprakları ile. Konuşmasa da kendini okutur yaprak yaprak.

Zamanın periyodik sembol tırpanına daha önce okunmayı başarmış bir mektubun rahatlığı içinde teslim olur ağaç.

Anlam hasadını veren hayatlardan biridir onunki. Yaşadığı ölüm sadece ağaçlıktan tohumluğa bir geçici geri çekilmedir. Zira ağacın yeniden dirilmeye olan inancı köklüdür, köklerindedir.

Bu inanç ağaç olmayı isteyen tohumun duasıdır. Ağaç duası kabul olmuş tohumdur.

Bir ağaçtaki simetriyi hatırlamak için simetrik bir ağaç düşünelim. Ağacın kökleri ve dalları arasında muazzam bir simetri var: Kökler ve dallar eşit rahatlıkta yayılıyorlar. Yani yayılabiliyorlar.

Bu bir ağustos ağacıdır. Bu ağacın kökleri Musa, dalları ise İbrahim’dir. Dallar ateşi, kökler ise taşı yırtıyor. Ve ikisi aynı rahatlıkta yırtıyor önlerine çıkanı.

Bir yayılma düşünün, bir kader akıntısı düşünün ki karşısında hava ile toprak aynı rahatlıkla boyun eğiyor. Bir kuşun uçuşu ile bir köstebeğin kaçışı aynı süratte gerçekleşiyor. Ağaç hem hava hem de toprak medyasına aynı rahatlıkta söz dinletiyor.

Bir ağaç düşünün ki kendinden öte bir şeye yaslanıyor. Vurulsa kırılacağı taşı, o dayandığı şeyle şakk ediyor, kırıyor. Kökleri Musa’nın asası gibi tüm sertlikleri kırıp geçiyor.

Dalları ise ağustosun yakıcı sıcağına karşı nazenin yapraklarındaki tazelikle direniyor. Tıpkı İbrahim’in kolları gibi: Ateşvarî sıcaklık ağacın dilinde okunan “serin ve selametli ol!” emrine mutlak itaat ediyor.

Ağustos ağacı sıcaklık ile serinliğin, toprak ile havanın yahut yer ve göğün arasına gerilmiş hayattar bir halat gibi göğe doğru yükseliyor; üzerinde bakabilenleri hayrette bırakan mucizeler resmigeçit yapıyor.

Ağacın yerin altında kalan kısmı da, yerin üstüne çıkan kısmı da aynı duaya el açıyor, aynı güce yaslanıyor: Ağaç “bismillah” diyor.

Her hayrın başı olan bismillah, simetrik ağacın hem köklerinde hem yapraklarında cari bir akıntı olarak kader oluyor, ağaç görünüyor.

Nevruz mahlukatın bayramı ise bayram insanatın nevruzu olsa gerektir.

Tekrardan mübarek, olsun!

Twitter: @mucahitbilici

Taraf

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.