Cenab-ı Hak (c.c), Leyl sûresi 12-21. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
12-Muhakkak ki bize düşen, elbette doğru yolu göstermektir.(*)
13-Ve şüphesiz ki son da, ilk de (âhiret de, dünya da) gerçekten bizimdir.
14-(Ben) işte sizi, şiddetle alevlenen bir ateşle korkuttum.
15, 16-Ona ancak (peygamberi) yalanlayan ve (îmandan) yüz çeviren o en bedbaht (kâfirler) girer!
17, 18-Malını (Allah katında) temizlenmek için veren, (günahlardan) en çok sakınan (mü’minler) ise, ondan uzaklaştırılacaktır.
19-Onun yanında (o malını Allah yolunda sarf edenin üzerinde), hiçkimsenin karşılığı verilecek bir ni‘meti (bir alacağı) yoktur.(**)
20-(O,) ancak, pek yüce Rabbisinin rızâsını kazanmak için (vermekte)dir.
21-Elbette ileride de (bu amelinden) hoşnûd olacaktır.
(*) “Dalâletin (hak yoldan sapmanın) gāyet müdhiş ma‘nevî elemini hisseden bir adama, îmân ile hidâyet ihsân etmek, eğer tevhid nazarıyla (Allah’ın birliğine îman ile) bakılsa, birden o cüz’î (küçük) ve âciz ve fânî adam bütün kâinâtın hâlıkı (yaratıcısı) ve sultânı olan Ma‘bûdunun (ilâhının) muhâtab bir abdi (kulu) olmak ve o îman vâsıtasıyla bir saâdet-i ebediyeyi (Cenneti) ve şâhâne ve çok geniş ve şa‘şaalı bir mülk-i bâkīyi ve bâkī bir dünyayı ihsân etmek ve onun gibi bütün mü’minleri dahi derecelerine göre o lütfa mazhar etmek (kavuşturmak) olan bu ihsân-ı ekber (bu en büyük lütuf) yüzünde ve sîmâsında, bir Zât-ı Kerîm ve Muhsin’in (ikram ve ihsânı sonsuz olan Allah’ın) öyle bir hüsn-i ezelîsi ve öyle bir cemâl-i lâyezâlîsi (yok olmaz güzelliği) görünür ki, bir lem‘ası (parıltısı) ile bütün ehl-i îmânı kendine dost ve has kısmını da âşık yapıyor.” (Şuâ‘lar, 2. Şuâ‘, 5)
(**) Burada zikredilen kişinin İslâm’a maddî ma‘nevî hizmet eden Hz. Ebû Bekir (ra) olduğunda ehl-i sünnet âlimleri müttefiktir. (Râzî, c. 16/31, 205)