Risale Haber-Haber Merkezi
Risale-i Nur hizmetinden nükteli bir hatıra:
İstanbul Süleymaniye'de Zübeyir Gündüzalp'le Risale-i Nur'un neşrinde ve dağıtımında çalışanlardan biriydi Halil Yürür. O, gözünü daldan budaktan sakınmayan Koca Halil, Risale-i Nur'un yasaklandığı günlerde eserleri sakladıkları depolardan ve sevkiyattan sorumlu idi. Bir keresinde kolileri arabaya doldurup götürürken polis durdurmuş:
"Ehliyet lütfen."
Halil Yürür'de ehliyet ne gezer! Cebinde devamlı taşıdığı Cevşen'i çıkarıp uzatmış:
"Buyurun beyefendi."
Polis, Cevşen'i elinde evirip çevirmiş, Arapça yazılı dualardan başka bir şey görememiş:
"Bu ne, bu? Ben senden ehliyet istiyorum. Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" demiş.
Halil Yürür bu defa daha üst perdeden ve kesin bir ifadeyle polise cevap vermiş:
"Ne demek bu ne? Bu ahirette geçiyor da dünyada niye geçmiyor?"
Polis bir Halil'e, bir dua yazılı Cevşen'e bakmış ve hışımla:
"Hadi git işine be adam, başıma bela olma" demiş.
(Kaynak: Hayatını Davasına Adayan Adam Bekir Berk- İhsan Atasoy)