Toplumumuzda şu sözlerle çok karşılaşırız. Terbiyeli, terbiyesiz, ahlaklı, ahlaksız, hanımefendi, beyefendi, rüşvetçi, hırsız Vb. Aslında insanların kişiliklerine de belirleyen bu sıfatlar o kişinin ahlakının ne olduğunun göstergesidir.
İnsanların ahlak gelişimleri ne zaman başlar? İnsanlar bu gelişiminde kimlerden destek almaktadır? Anlak gelişiminin oluşumunda ortamın etkisi var mı? Ahlak gelişimini belirleyen kişisel özellikler doğuştan mı vardır? Sonradan mı kazanılır sorularını hangimiz doğru cevaplayabiliyoruz?
Veya bizler kendimizin ahlaki boyutunu ölçebiliyor muyuz? Bu konu da kendimizi tanıyor muyuz? Olumsuzluklarımızı fark edip değiştirme gayreti içine girebiliyor muyuz? Yoksa bu benim kişiliğim, bende oturmuş, bu yaştan sonra değişmem mi diyoruz?
Ahlaki gelişim doğuştan verilmiş değildir. Ailenin, yakın çevrenin ve sosyal hayatta paylaşımda bulunulan kişilerle etkileşim sonucu oluşur. Ahlak gelişimi; zihinsel ve sosyal gelişmelere paralel olarak kazanılır. Zihinsel olarak doğru ile yanlışı ayırt edebilecek algılamaya gelen çocuk eğer doğru öğretildi ise sosyal hayattaki davranışları da doğru olacaktır. Toplum da kendisinin doğru davranışını ahlaki boyutta değerlendirecek ahlaklı diye yorumlayacaktır.
Aslında ahlak gelişimin diğer adı da vicdan gelişimidir. Vicdan gelişimi kişinin kendini her ortamda kontrol edebilmesidir. Kişi kendi nefsinde, duygularında, davranışlarında iç denetim kurabiliyorsa, kendini denetleyebiliyorsa vicdanen ve ahlaken gelişmiştir.
Örneğin çocuk annesinin yanında kardeşi ile oyun oynarken annesi odadan dışarı çıktığında kardeşini dövüyorsa çocuğun iç denetimi gelişmemiştir. Çocuğun davranışını denetleyen annedir. Aynı örnekteki çocuk annesinin yanında kardeşiyle oynarken, annesi dışarı çıktığında da kavga etmeden oynuyorsa çocuğun iç denetimi gelişmiştir. Çocuğun davranışını denetleyen vicdanıdır. Böyle davranış gösteren çocuklarda terbiyeli olarak değerlendirilir ve toplum tarafından takdir görür.
Ahlak gelişiminde en büyük etken ailedir, sonra toplum gelir. Yalan söylemenin ayıp, günah olduğuna söyleyen anne sevmediği bir kişi telefon açtığında çocuğuna annem evde yok dedirtiyorsa bu çocuğun ahlaki gelişiminin doğru olacağından söz edemeyiz. Çocukta işine gelmediğinde yalan da söyleyebilirsin vicdanı gelişir.
İnsanların kişilikleri ahlaki gelişimlerinin matematikteki sağlamalarıdır. İç denetimini sağlayamayan kişiler genelde öfkeli ve sinirli olurlar. Hayattan, eşinden, işinden, arkadaşlarından ve çevresinden genelde memnun değillerdir. Çevresinde ki kişileri, yaşadığı sosyal hayatı devamlı eleştirirler. Çoğu zaman da bu davranışlarının yanlış olduğunun farkın da bile değildirler. Zaten eleştiriye de açık değildirler.
Aile seminerimize katılan Melat Hanım hastanede yaşadığı bir hatırasını şöyle anlattı:
-Doktor muayene etmek için sedyeye yatırdı. Elinin tersiyle başımı sert ve hızlı bir şekilde bir sağ, bir de sol tarafa çeviriyor. Çok sinirlendim ama hiç sesimi çıkarmadım. İçimden doktor reçeteye yazsında ben onu hallederim dedim. Doktor başımı sağa, sola çevire çevire hem canımı acıttı, hem de muayenesini bitirdi. Reçeteye yazdı. Doktora, neden sözle söylemedin, ben sözden anlamıyor muyum dedim ve doktorun çenesinden tutum, birkaç defa hızlıca bir sağa, bir sola çevirdim. Boş bulunan doktor neye uğradığını şaşırdı. Doktor kızarak neden yaptınız dedi. Bende siz bana neden yaptınız dedim. Doktor benim sinirli anıma geldi dedi. Bende benimde sinirli halime geldi dedim ve doktora hastalara nazik davranması dersi vererek oradan ayrıldım.
Sizlerin de sosyal hayatta karşılaştığınız birçok davranışlar olmaktadır. Bazen bu örnekteki gibi olumsuz ilişkiler o kadar yoğun olur ki kendimizi rahatlatmak için bugün tersimizden mi kalktık ne? diye kendi kendimize sorarız. Aslında bu sözler bir anlamıyla içimizle kurduğumuz iç denetimdir. Bir nevi iç yolculuğa çıkıp, olumsuzluklardan fazla etkilenmemek için kendimize ikna etmektir. Böylece vicdani ve ahlaki kazanımlar devreye girmiş oluyor. Toplum içinde arkadaşlığı tercih edilen, değer bulan biri oluruz.
Ahlaki gelişiminin sağlanmasının temeli çocuklukta aile tarafından atılır. 3 yaş öncesi çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmediği için her yanlış yaptığında doğru öğretilmelidir. Öğretme sırasında olumlu örnekler verilmeli, kelimeler seçilirken anlaşılır ve düzgün ifade kullanılmalıdır.3-6 yaşındaki çocuğun zihinsel gelişimine bağlı olarak artık doğruyu yanlışı ayırt edebilir. İşte kam bu yaş 3-6 yaş çocuğunun ahlak ve vicdan gelişimiyle birlikte kişiliği de gelişmektedir. Bu yaşta ne verirsek çocuk sosyal hayata onu götürecektir. Baskılı, kısıtlanmış ortamlarda yaşayan çocukların vicdan ve ahlaki gelişimleri de olumsuz etkilenecektir. Kendinden ve çevresinden memnun olmayan biri olarak sosyal yaşama katılacak dolayısı ile çevresine de olumsuz etkileyecektir.
Çocuklarımızın ahlaki gelişimlerine desteklemek için neler yapabiliriz? dediğimizde ne yapacağımızı biliyor muyuz veya bildiğimizin ne kadarını doğru uygulayabiliyoruz?
Öncelikli olarak çocuğumuz her yanlış davranışından sonra nedenleri ile birlikte doğru davranış anlatılmalı ve öğretilmelidir. Çocuk her doğru davranış yaptığında da takdir ederek, doğru davranışlarını çoğaltmaya teşvik edilmelidir.
Anne-baba ve çevre çocuğa doğru davranışı öğretirken kendi davranışları ile örnek olmalıdır. Çocuğuna büyükleri saygı göster dediğinde, otobüse binin yaşlıya oturuyorsa yer vermelidir. Yaşlıya oturtmak için çözüm üretmelidir.
Çocuğa uyması gereken kurallar anlatılırken nedenleri de anlatılmalıdır. Bunun için aile toplantıları yapılmalı, bu toplantılarda çocukların da söz hakkı olmalıdır. Kararlar ortak alınmalıdır.
Çocuğun yaşına uygun sosyal davranış beklenmeli. Çocuğun yaşının altında sosyal davranış çocuğun kişiliğini silikleştirirken, yaşının üstünde sosyal davranış beklemek çocuğa ağır yük altına koyar.