Hakîm olan Kur’an beşeriyete hitap ederken ‘Besmeleyi’ başa almakta, Kur’an tefsiri Risale-i Nur ‘Besmeleyi’ izah ile söze başlamaktadır. ‘Birinci Söz’ besmelenin kevni sırlarını izah etmekte, marifet silsilesini, yani tefekküri bir seyahati başlatmaktadır.
‘Besmeleye başlamak’ varlığına ve birliğine iman ettiğimiz Rabbimiz Allah’ı tanımaya başlamak, ilim ve hikmeti elzem görmek, tefekkür ve marifet ile kulluğunu yerine getirmeyi öncelemektir.
Bu itibarla ‘Besmele’ hakikat sarayına vusule vesile olan bir miftah olarak görünmektedir. ‘Bismillah’ hilkat sarayının kapalı görünen kapılarını Esma’ül Hüsna adına açmaya yarayan bir anahtar vazifesi görmektedir.
‘Besmele’ şuur sahibi mahlûkata mabudiyete layık ulûhiyet hakikatini bildirmekte, Zatı tarif ve tavsif eden isim ve sıfatlardan, yani Rububiyet dairesinden haber vermektedir. Evet ‘Bismillah’, Ehad û Samed ile münasebeti ve irtibatı temin etmekte, iman hakikati ‘Besmele’ ile perçinleşmektedir.
‘Besmele’, hayatın anlamı ve kaynağı olan Allah’ı, isimlerini alarak ve anarak yaşamak demektir. ‘Besmele ile başlamak’, Zatında merhametli, sıfat ve ef’alinde şefkatli olan Rabbimize dayanmak, her işinde Onun yardımını ummak demektir. Evet ‘Besmele’ ubudiyeti emreden Allah’ı, a’malin hulusiyeti ve istikameti adına yardıma davet etmektir.
‘Besmele’; Allah’ın isimleri ile söze başlamayı, özünü Allah’a ait kılmayı bildirmektedir. Bir kısım ehl-i tasavvuf ‘Besmeleyi’, Cenab-ı Hak’kın ‘Kün’ emrine benzetmekte, ‘Besmele’ ile işe başlamanın ilahi kudreti celbe medar bir ruh olduğunu söylemektedir.
Bu mâ’nâ için Risale-i Nur külliyatında; “Bismillah kudret-i ezeliyenin taalluk ve tesirini celbeder. Ve o taalluk, abdin kesbine ve işine yardım edici bir ruh gibi olur. Öyle ise hiç kimse, hiçbir işini besmelesiz bırakmasın” denilmektedir. (İ. İ'caz, 15)
Evet ‘Besmele’, kudret-i ezeliyenin te’sirini celbetmekte, o te’sir ile Bismillah abde imdad eden bir ruha dönüşmektedir. Şuuri olarak söylenen ‘Besmele’ ile ameller cüz’iyetin dar dairesinden çıkıp genişlemekte, külliyete erişmektedir.
‘Besmele’; hem gaye hem vesiledir. Yani ‘Bismillahı’ hem hayrın bizatihi kendisi, hem hayırlı işlerin mebdesi ve fihristesi olarak tarif etmek mümkün görünmektedir.
Bütün sözlerin tâcı, yaralı gönüllerin ilacı olan ‘Besmele’; hayırlı olan işlere Allah’ın müdahalesini ve inayetini talep etmektir. Her işe ‘Bismillah’ ile başlamak Besmeleyi şu fani hayatın ruhu mesabesinde görmek demektir.
Evet İslam, helal olan tüm fiillerde Allah’ın ismini almayı istemektedir. ‘Besmele’ müminin her hayırlı işinde Allah’ın ismini alması, Onun adını yüceltmek için yaşaması, varlığını O’na adamasını intaç eden bir şuura tahavvül etmektedir.
Her işine Allah’ın müdahil olduğu şuurunu tazammun eden ‘Besmele’; “Rabbim işlerime senin isminle başlıyorum, başladığım işi senin inayet ve kuvvetinle tamamlıyorum, Senin yardımın olmazsa ayakta duramıyorum hakikatini dillendirmektir.
‘Besmele’; bîşuur mevcudat için kevni bir ses, zişuur mahlûkat için hayatı intaç eden bir nefes olarak değerlendirilmektedir. Mevcudat ‘Bismillah’ diyerek tesbih çekmekte, gaye-i hilkatini ‘Besmeleden’ aldığı kuvvet ile yerine getirmektedir. Demek ‘Besmele’; mükevvenatın ‘vird-i zebanı’ olduğu gibi, hilkat ağacının hasılatı ve semeratı olarak tarifi mümkün görünmektedir.
Evet evet! Mevcudatı ihtizaza yani harekete getiren ‘Besmele’ can gibidir. Hayat sahibi mahlûkatın ‘Bismillah’ ile nefes alıp ferahlandığı, sürura garkolduğu müşahede edilmektedir. Tekvini ayetler ile teşrii ayetlerin iltisak noktası olan ‘Besmele’, Rahman’dan hayır uman kullar için bir umman-ı rahmet olarak arz’û endam etmektedir.
Elhasıl; Allah’a intisap iman ile gerçekleşmekte, iman dairesini girmek ise ilahi vahdeti kalben tasdik, lisanen ikrarı gerektirmektedir. İman intisabı, istinad ve istimdat noktalarını göstermekte, ‘Bismillah’; Zata (Allah’a) mensubiyeti, isim ve sıfatları ile irtibatı ve mazhariyeti iktiza etmektedir.
Besmeleye başlamak; ilahi isimlerden nasiplenmek, tecelli-i Ehadiyete, cilve-i Samediyete mazhar-ı cami olmayı istemektir. Besmeleyi başa almak, Allah adına yaşamayı hayatın en büyük gayesi bilmektir. ‘Besmelesiz’ yaşamak, ilahi yardımdan mahrumiyeti intaç etmekte, hayatın ağır meşakkâtleri altında ezilmeye sebebiyet vermektedir...