Sohbetin Ehemmiyeti

Ahmet AKCAN

Daire-i ilmindeki varlığı şehadet âlemine “söz” ile sevkeden, yani kâinata “kün” emri ile vücud libasını giydiren, en büyük mucizesi Kur’an ile konuşarak varlığından bizleri haberdar eden Rahman-ı Zülcemale hadsiz hamdolsun diyoruz. ‘Talim-i Esma’ ile Âdemoğlunu meleklerine tercih ile rüçhaniyet veren Halık-ı Kâinata mahlûkatın adedince tesbih ve ta’zim ediyoruz...

Sânî-i Kâinat; vücud ve vahdetini bildirmek, Esma’ül Hüsna’sını talim ettirmek, Mukaddes Zatına ait sıfatlarını tanıttırıp sevdirmek gibi pek çok hikmetin iktizasıyla, mahlûkatın en eşrefi insanı kendine muhatap kılıp kelamıyla tenezzül etmiştir. Rahman-ı Zülcemal, vücud ve vahdetini yalnız sanatlı eserlerinin şehadetlerine bırakmamış, kendine layık bir kelam-ı ezeli ile akletme ve beyan (kelam) özelliği verdiği insana kendini bildirmiştir.

Kâinatın tercüme-i ezelisi, kevni ayetler ile mütenevvi dillerin tercüman-ı ebedisi, her ismin a’zami mertebesi, ilahi vahyin en külli cilvesi, âlemlerin Rabbi unvanıyla kelamının zirvesi Kur’an’ı “dinleyip” inkıyad ile itaat eden kullar “Allah’ın hidayet ettiği, temiz akıl sahipleri” olarak nitelendirilip müjdelenmiştir. (Zümer: 39, 18)

İnsandaki nakş-ı hikmet ile rahmani sıbğanın, manidar ve kıymettar rabbani san’atın hitab çiçeği olarak görüldüğü nurlu eserlerde ifade edilmiştir. Yani manidar ve hassas rabbani san’at hal diliyle söylettirilmiştir. İnsana öyle ulvî istidat verilmiş ki, kafasındaki kabiliyet-i nutk ve beyan Sultan-ı Ezeli’ye muhatap olacak bir makamda inkişaf ettirilmiştir...

Mirac-ı Muhammediyeyi (a.s) anlatan “innehu hüves' semi'ul basir” ayetinden istihraç ile, arş-ı hakikate vusul için hem kulak ile nasiplenme hem kevni âyât-ı ilahiyenin göz ile kıraat edilmesi gerekmektedir. Çünkü hakikat ziyaları ile marifet nurları ya sem' menfezinden kalbe nüfuz etmekte yahut basar penceresinden akla görünmektedir...

Bu itibarla İslami bir usul, Nebevi bir metod olan sohbet, hatibin yahud mürşidin haliyle ‘hâllenmek’, rengi ile ‘renklenmek’, yani mazhar olduğu esma-i ilahiyeden nasiplenmek, aksettirdiği feyiz ile ‘feyizlenmek’ manalarına hizmet etmektedir. Okuma ile akıllar nurlanıp tahkike ererken, sohbet ile kalpler ziyalanıp halisane ahval husule gelmektedir. Nurlu eserlerde bu mana, “in’ikas ve insibağ” ifadeleri ile nitelendirilmektedir...

Göz ile gerçekleşen kıraat ilmin tahsili ile beraber akledilmesine, kitabet (yazı) ilmin nakledilmesine, sohbet ise, hikmet ve hakikatin kalplere nakşedilmesine hizmet etmektedir. Hakiki kemal-i etem, elbette okuma ile dinlemenin cem edilmesini istemektedir...

İhsan etmek servetin, güzelleştirmek hüsnün, nurlandırmak nura ayinedarlığın varlığına delil olması gibi, müslümanların maneviyat ile kavi münasebetleri de, beliğane kâl (söz), halisane ahvâl, müstakimane a’mâl gibi hususiyetler ile tezahür etmektedir. Müminlerin Esma-i İlahiyeden aldıkları feyz-i kemal bunlar ile aksetmektedir...

Sahabe efendilerimiz; tekvini (cismani) âyattan bahseden Kur’an’ı kıraat ile şehadet âleminden nur-u marifet alırken, Sohbet-i Nebeviye ile gayb âleminden ziya-yı hakikate mazhariyet kesp ediyorlardı...

Tarifi imkânsız bir feyiz menbaı olan sohbette in’ikas ve insibağ (boyanma) bulunduğundan, asr-ı saadetin kemalat mihrapları ve hakikat kılavuzları olan ashab-ı kirâm, “Sohbet-i Nebeviye” iksiri ile kendilerinden geçiyorlar, arş-ı kemalata müteveccihen yükseliyorlardı...

Kıraat ve tefekkürat ile istifade, kalbi ziyalayan sohbet ile istifaze manasından nasipleniyorlardı. Kıraat ve tefekkürat ile akıllar inkişaf ederken, Sohbet-i Nebeviye (a.s) ile kalpler feyzin neş’esi ile tekemmül ediyorlardı.

Elhasıl; söz ile ihya ederiz milleti, söz tuğlaları ile inşa ederiz cemiyeti. Nurlu eserlerde ahir zamanda belâgat ve cezaletin bütün envaıyla en rağbetli bir surete inkılâb edeceği, insanlar fikirlerini ve hükümlerini birbirlerine cezalet-i beyan ve belâgat-ı edâ ile kabul ettirecekleri bildirilmektedir...

Kalplerin ihyası, Kur’ani hakikatler ile içtimai hayatın inşası için, yazılı metinlere dikkatlerin çekilmesi kadar, sözlü geleneğin idamesi için de kâfi derecede gayret edilmesi gerekmektedir. Sohbetin ve okumanın önemini görememek, istikbali İslam adına inşa edememektir...

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.