Günlerdir içine düştüğümüz kriz nedeniyle yeterince üzerinde durulmadı ama çok önemli bir gelişme yaşandı bir süre önce. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanan Tuncay Özkan'ın itirazıyla ilgili bir karar verdi. Kararda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile korunan özgürlük, güvenlik ve adil yargılamayla ilgili şikayetler reddedildi. Bir de çok önemli başka bir nokta daha yer aldı aynı kararda: AİHM, Ergenekon'u 'hükümeti şiddet yoluyla devirmek isteyen bir terör örgütü' olarak tanımladı. Davanın başından itibaren meselenin özünü sulandırmak ve davayı itibarsızlaştırmak için 'böyle bir örgüt yok' diyen ve Batı'ya dayandıklarını söyleyen kalemler ve bu ülkenin ana muhalefet partisi, acaba bu karara ne der?
***
Kararın detaylarına bakacak olursak: AİHM'in değerlendirmesinde 'Mahkeme, davacının hükümeti şiddet yoluyla devirmek amacıyla faaliyet yürüten Ergenekon isimli suç örgütünün aktif üyelerinden biri olduğu şüphesiyle özgürlüğünden mahrum bırakıldığını tespit etmiştir. Mahkeme, davacının milli güvenlik güçlerine ait birçok gizli belgeyi ele geçirdiği, Ergenekon örgütü tarafından tasarlanmış programların yayımlanması amacıyla kurulan bir televizyon kanalını yönettiği ve söz konusu örgüt adına kendi evinde bomba sakladığı şüphesini tespit etmiştir.' ifadeleri var. Özkan'ın Ergenekon örgütünün askeri üyeleri tarafından talimat aldığı yönündeki şüpheleri güçlendiren telefon kayıtlarına atıf yapılıyor. Tutukluluk kararının meşru olduğu belirtiliyor. Türk adli makamların Ergenekon terör örgütü üyeliği gerekçesiyle yaptığı tutuklamanın 'somut kanıtlara' ve 'meşru sebeplere' dayandığına hükmediliyor.
***
Kısacsası Strasbourg Mahkemesi, sanığın, Ergenekon terör örgütü üyeliği şüphesiyle tutuklu bulunmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve Türkiye'nin müktesebatına aykırı olmadığına hükmediyor bu kararda. AİHS'nin özgürlük ve güvenlik hakkını koruyan 5. maddesinin 'güvenlik güçlerinin organize suçlarla mücadelesine zorluk çıkaracak' şekilde yorumlanamayacağı belirtiliyor.
***
Hukuki perspektifi merak edip, hukukçu ve Radikal gazetesi yazarı Orhan Kemal Cengiz'i aradım. Cengiz, detaylı bir değerlendirme kaleme alıyor ve sanırım bugün gazetesinde yayınlayacak. Bana şunu söyledi: 'AİHM dosyanın tamamını incelemeden tutuklamanın haklı olup olmadığına karar vermez. Tutuklamanın haklı bulunması AİHM'in suçlamaları çok ciddi gördüğünü gösteriyor. Bu kararın önemini, 'Tutuklama meşru değil' dediği yüzlerce kararından anlıyoruz.'
Tablo ortada. AİHM, Ergenekon terör örgütünün varlığını kabul ediyor. Kuvvetli kanıtlara işaret ediyor ve tutukluluğun yerinde olduğuna hükmediyor. Ben şimdi merak ediyorum: Acaba 'Nerede bu örgüt? Gösterin, gidip üye olayım' diyen ana muhalefet partisi lideri AİHM'in göstermesiyle gidip üye olur mu? Sürekli 'Gazeteciler tutuklanıyor. Batı'da böyle bir şey kabul edilemez' diyenler utanır mı? Medyanın darbelerdeki rolünü yok sayanlar mahkemenin eski Kanaltürk ile ilgili tespitlerine bakıp bir muhasebe yapar mı? Maalesef hiç sanmam...
Akşam