Aile içi şiddet önlenemiyor

Eğitim seviyesinin giderek yükselmesi, aile ile ilgili faaliyet ve etkinliklerin çoğalması ve şiddete yönelik yaptırımlar da kadına yönelik şiddetin önünü alamıyor.

Son yıllarda bazı üniversiteler tarafından yapılan çeşitli bilimsel araştırmalardan derlenen bilgilere göre aile içi şiddet devam ediyor. Kayseri'de, Melis Naçar, Zeynep Baykan, Serpil Poyrazoğlu ve Fevziye Çetinkaya'nın yaptığı araştırmada, kadınların maruz kaldıkları aile içi şiddetin boyutu, etkileyen faktörler ve aile içi şiddete bakış açıları çeşitli yönlerle ortaya konuyor. Kayseri'de iki sağlık ocağına hizmet almak üzere başvuran 355 kadın üzerinde yapılan araştırmada, kadınlardan, şiddeti haklı görmeyi gerektirebilecek herhangi bir nedene evet diyenlerin oranının yüzde 52,1 olduğu ifade ediliyor.

Kadınların yüzde 49,9'unun aile içi şiddete maruz kaldıklarını söyledikleri, şiddet gördüğünü ifade eden kadınların yüzde 32,4'ünün sözel, yüzde 26,5'inin fiziksel, yüzde 23,1'inin duygusal, yüzde 12,7'sinin ekonomik, yüzde 4,5'inin cinsel şiddete maruz kaldıklarını belirttikleri kaydediliyor.

Kadınlara "Sizce şiddet görmenize neden olan faktörler nelerdir?'' sorusu da yöneltildi. Bu soruya kadınların en sık verdikleri 3 cevap ise, kendilerini suçlu olarak görmeleri (yüzde 38,6), eşinin ailesinin etkisi altında kalması (yüzde 18,2) ve erkeğin psikolojik olarak sorunlu olması (yüzde 13,6) şeklinde sıralanıyor. Araştırmaya göre, kadınlara fiziksel şiddete uğrarlarsa ne yapacakları sorulduğunda, yüzde 46,1'i kabulleneceğini, yüzde 29,7'si polise başvuracağını, yüzde 16,5'i evi terk edeceğini, yüzde 8,6'sı onun da şiddeti uygulayana şiddet uygulayacağını belirtiyor.

Sivas'ta da 591 evli kadın üzerinde Meral Kelleci, Zehra Gölbaşı, Nuriye Erbaş, Nilüfer Tuğut'un gerçekleştirdiği "Eş şiddetinin kadınların ruh sağlığına etkileri'' konulu araştırmada da, kadınların önemli bir oranının eş şiddetine maruz kaldığı belirtiliyor.

Kadınların yüzde 48,1'inin ruh sağlığı açısından riskli grupta olduğunun saptandığı araştırmada, eş şiddeti yaşayan kadınların ruh sağlığının yaşamayanlara göre daha fazla risk altında olduğuna vurgu yapılıyor.

Gülşah Deniz ve Serap Selver Babacan'ın "Sağlık kuruluşlarına başvuran kadınların aile içi şiddet konusundaki görüşlerinin incelenmesi (Fethiye Devlet Hastanesi örneği)'' adlı araştırmasında da, kadınların yüzde 42'sinin şiddeti dayak olarak tanımladıkları belirtiliyor. Şiddet gören kadınların yüzde 68,7'sinin şiddete maruz kaldığı halde evliliklerini çocukları için sürdürdüklerinin belirlendiği araştırmada, şiddete maruz kalan kadınların yüzde 16,5'inin kadın haksızsa eşi tarafından dövülebileceğini ifade ettikleri kaydediliyor.

Faruk Kocacık ve Mustafa Çağlayandereli'nin "Ailede kadına yönelik şiddet: Denizli ili örneği'' konulu araştırmasında da, şiddete maruz kalanların şiddet görme sıklığının en çok yüzde 43 oranı ile haftada birkaç defa olduğu, bunu yüzde 29 oranı ile her gün şiddet gördüğünü belirtenlerin izlediği ifade ediliyor.

Ankara Kalesi bölgesinde yaşayan evli 370 kadın arasında, Sultan Ayaz ve Şengül Yaman'ın yaptığı "Kadına yönelik aile içi şiddet ve kadınların aile içi şiddete bakışı'' konulu araştırmada da, kadınların yüzde 88,1'inin şiddeti fiziksel (dayak, dövme) olarak tanımladığı belirtiliyor. Kadınların yüzde 28,6'sının şiddetin nedenini erkeklerin sözünü dinlememe olarak belirttiği araştırmada, yüzde 43,2'sinin eşe ihanet durumunda şiddeti haklı gördükleri kaydediliyor.

ZAMAN
 

Aile Haberleri