Buna rağmen hakkında bilinmeyenler olması, hayatıyla ilgili yeni bilgilerin, hiçbir yerde yayımlanmamış şiirlerinin çıkması şaşırtıcı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ tarafından hazırlanan '1453' dergisinde Yusuf Çağlar, Âkif hakkında yazılan metinlerde sadece bir paragraf ile geçiştirilen bir konuyu ele alıyor. Şairin Darülfünun'daki muallimliğinin izlerini Osmanlı Arşivleri'ndeki belgeler ve arkadaşı Ispartalı Hakkı Bey'e gönderdiği mektup eşliğinde sürüyor. 1912'de gönderilmiş "Sebilürreşad'ın hem müfessir hem şairbaşısı Mehmet Âkif" imzalı mektupta Âkif, kendisinin bir önceki sene okuttuğu derse Ferid (Kam) Bey'in seçildiğini, bu vazifenin Hakkı Bey'e nasip olmadığını söylüyor. Âkif, "Senin için iş çoktur. Zift gibi malın olsun, Erzincan'dan kel çeker!" diyor. Derginin sayfalarında Mehmet Âkif'in, 1908'den 1913'e kadar devam eden Darülfünun edebiyat öğretmenliğiyle ilgili önemli bir hatıra; 1911 yılına ait Darülfünun mezunlarını gösteren 'hatıra-i cemiyet' fotoğrafı da yer alıyor.
'Darülfünun Muallimi Olarak Mehmet Âkif' başlıklı yazının bir de sürprizi var: Âkif'in daha önce yayımlanmamış bir şiiri. "Yarın behemehal gelmenizi rica eylerim. Yediye kadar evde kudûmünüze intizar edeceğim ruhum kardeşim." notuyla yine Hakkı Bey'e gönderilen şiirin Âkif'in el yazısıyla olan aslını Yusuf Çağlar, 2007 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hediye etmiş. Farsça bir dörtlükle son bulan şiirde Mehmet Âkif, 'topraklar ilkbaharın feyziyle zümrüde dönerken, gelecek kaygısıyla ızdırab çekmenin doğru olmadığını' ifade ediyor.
"Feyz-i rebiîye bak
Zümrüde dönmüş türab
Bulmuş o tesir ile
Köhne cihan âb ü tâb
Bizde neden var fakat
Yok yere bir ıztırab?
Zulmet-i âtî ise
Ruha veren pîç ü tâb
Ah ne müdhiş hata
Ah ne yanlış hesab!
Mübhem olan ân içün
Doğru mu çekmek azab
Sen demiyor muydun ey
Yâr-ı belîğu'l-hitab!
Hîz ü ganimet şumâr
Fursat-ı ahd-i şebâb
Tekye ber eyyâm nîst
Tâ diğer âyed behâr"