Akıllı genç cahil ihtiyardan hayırlıdır. (Hz. Ali)
İnsan bir yolcudur. Ruhlar âleminden, anne karnından, çocukluktan, gençlikten yaşlılıktan, kabirden, haşirden, sırattan geçen ve cennette bitecek olan bir yolculuğu vardır. Bu yolculuğunun üçüncü merhalesinde bulunan gençlik dönemi en değerli, verimli ve ister-istemez devam edeceği yolculuk için en önemli bir dönemdir.
Akıllı bir genç geleceği düşünen ve bulunduğu zamanı buna göre en verimli bir şekilde geçirmek ister. Bütün planını buna göre yapar. Önünde daha çok uzun bir yol vardır. Ancak bu yolu çok rahat ve başarılı şekilde sonuçlandırması ve yaratıcının kendisi için hazırladığı ebedî saadet yurdu olan Cennet’e gidebilmesi için ne yapması gerekiyorsa ona çalışır.
Gençlere istikametli ve doğru yolu göstermek için Allah tarafından gönderilen ve örnek bir gençlik dönemi geçirerek herkese “Muhammedü’-l Emin” dedirten peygamberimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: “En hayırlı genç ihtiyar gibi ölümü düşünerek dünya nimetlerine ve zevklerine aldanmayan ve ahretine ciddi şekilde çalışarak hevesata esir olmayıp gaflette boğulmayandır.”
“Dünya ahretin tarlası” olduğu gibi, dünyanın imarı ve insanın dünya saadeti ve her türlü kötülükten selameti de ahretine ciddi çalışmaya bağlıdır. Ahiretine çalışan bedenine ve ruhuna zarar veren içki ve alkol gibi haramlardan uzak durur. Dünyasına ve ahretine ciddi şekilde fayda veren “bilgiye” değer verir. Allah'ın kendisine verdiği kabiliyet ve istidatlarını geliştirir. Kabiliyetine göre bir işe ve mesleğe yönelir. Geçimin sağlayacağı bir dalda ihtisas sahibi olmak için çalışır. Bu sebeple heva ve hevesine uyarak tembellik döşeğinde nefis ve şeytanın oyuncağı olmaz. Yaptığı her hayırlı işin ahrette faydasının olacağını düşünerek sırf bu dünyadaki menfaat amacını düşünmediği için işine daha ciddi ve samimi sarılır. Büyük bir himmet ve gayretle hareket ettiği için başarılı da olur.
Akıllı genç “hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışır; ama “yarın ölecekmiş gibi ahretine” de çalışır. Bu nedenle Allah’a karşı vazifesi olan ibadetini ihmal etmez. “Dünyaya veda edecek ve bir sonraki namaza kavuşamayacakmış gibi namazını kılar.” Üstesinden gelemeyeceği büyük amaçları ve hedefleri vardır ve bunlar için her namazda Allah’a el açıp dua eder, O’na tevekkül ederek bu hedefine çalışır ve Allah'ın yardımı ile başarır.
Bütün bunları ancak düşünen akıllı gençler yapabilir.
Peygamberimiz (sav) “Fırsat elinizdeyken gençliğinizin, boş vaktinizin ve sıhhatinizin değerini çok iyi biliniz. Her şey bu üçü ile kazanılır ve elinizden çıktıktan sonra bir daha telafisi bulunmaz” buyurmuşlardır. Bu sözü kendisine ancak akıllı bir genç muhatap alır. “Peygamberim bunu bana söylemiş” diyerek kendisine özel bir nasihat olarak kabul eder ve uygulamaya geçer. “Gençliğini eğlenmekle geçiren ihtiyarlığını ağlamakla geçirir” diyenlerin tecrübelerini de göz ardı ve kulak ardı etmez.
“Gençlerin mutluluğu düşünce eksikliğinden kaynaklanır” diyen batılılar düşünen gençlerin eğlenmeye ve oynamaya fazla zaman ayırmamalarını mutsuzluklarına yorumlamışlar ve maalesef gençlerimizi aldatarak geleceklerinin kararmasına sebep olmuşlardır. Onlar mutluluğu oyun ve eğlencede zannetmişler ve gençleri buna teşvik etmişlerdir; ama gerçek mutluluk çalışmada ve başarıdadır. Bilginin, çalışmanın ve başarının mutluluğu devamlı, oyun ve eğlencenin mutluluğu ise geçicidir. “Gençlik tutulmaz elle, geçirme boş emelle” diyen şair bunu anlatmak istemiştir. “Gençlik eğlenme zamanı değildir. Gençliği eğlenme zamanı olduğunu zannedenler ahmaklardır. Gençlik çalışma ve kazanma zamanıdır.”
Gençliğe yol göstermek isteyen bilginler, din adamları, devlet adamları ve filozoflar “Gençliği kendi haline bırakırsanız heva ve heveslerine esir olurlar. Ekilmeyen ve ıslah edilmeyen tarlayı ısırganlar ve dikenler istila ettiği gibi gençleri de kötü huylar ve yanlış fikirler istila eder ve verimsiz hale getirirler” diyerek gençlerin eğitimine önem vermişler “Gençliği iyi yöneten insanlığı iyiye yöneltir” demişlerdir.
Seneca “Gençlikte bilgi ağacı dikmeyen ihtiyarlıkta gölgesinde oturacağı bir ağaç bulamaz” diyerek gençleri bilgiyi kazanmaya yönlendirirken Life Today ise “Daima genç kalmak isterseniz namuslu ve iffetli yaşayın, çok çalışın ve ibadet yapın” diyerek ebedi gençliğin formülünü vermiştir.
Batılılar bunu derken Bediüzzaman’a kulak vermemek olmaz. Bediüzzaman “Gençlik Rehberi”nde gençlere seslenerek “Hayatın zevkini ve lezzetini isterseniz hayatınızı iman ile hayatlandırınız, feraizle ziynetlendiriniz, günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz” diyor.
Başka söze gerek var mı?
Sonuç olarak: “Gençliğe yaşlılıktan daha çok hürmet etmeliyiz.” (V. Hugo)