Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), İsrâ Sûresi 25-30. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
25-Rabbiniz içinizde olanı en iyi bilendir. Eğer sâlih kimseler olursanız, hiç şüphesiz ki O, çokça tövbe eden kimselere çok mağfiret edendir.
26-Akrabâya, yoksula ve yolda kalmışa da hakkını ver; fakat isrâf ederek saçıp savurma! (*)
27-Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridirler. Şeytan ise, Rabbine karşı çok nankördür.
28-Eğer (bir şey verecek durumda olmayıp) Rabbinden ümîd ettiğin bir rahmeti (rızkı) aramak için onlardan (o hak sâhiblerinden) (**) yüz çevir(mek mecbûriyetinde kal)ırsan, artık (elime geçerse veririm, ma‘nâsında) onlara yumuşak bir söz söyle!
29-Hem elini boynuna bağlı kılma (cimri olma); onu büsbütün geniş davranarak da açma! Yoksa, kınanmış ve pişman bir hâlde oturup kalırsın.
30-Şüphesiz ki Rabbin, dilediğine rızkı genişletir ve (dilediğine de) daraltır. Muhakkak ki O, Habîr (kullarından hakkıyla haberdâr olan)dır, Basîr (onları hakkıyla gören)dir.
(*) “İktisad, ni‘mete güzel ve menfaatli bir ihtiramdır (hürmettir). İsrâf ise, ni‘mete çirkin ve zararlı bir istihfaftır (hafife almadır).” (Tılsımlar, 24. Mektûb, 66) Ayrıca iktisad ve israf hakkında bakınız; (Lem‘alar, 19. Lem‘a, 146)
(**) Burada zikredilen “hak sâhibleri”nden murad, 26. âyetin meâlinde zikredilen akrabâlar, yoksullar ve yolda kalmış kimselerdir. (Celâleyn Şerhi, c. 4, 309)