Sezin Özsel'in haberi:
Ankara'da iki hafta önce bir grup Hizbullahçı yakalandı. Daha önce domuz bağı ve mezar evleri ile anılan örgüt şimdi yöntem değiştirmiş. Kurduğu derneklerle "ezilenleri temsil ediyor". Dershane kuruyor, dergi yayınlıyor, günlük gazete hazırlığı yapıyor. Faaliyetlerini Güneydoğu'dan Batı illerine kaydırıyor. Bunun için de Said-i Nursi'den M. Şevket Eygi'ye kadar pek çok ismi kullanıyor.
Türkiye Hizbullah gerçeği ile yüzleştiğinde takvimler 2000 yılını gösteriyordu. Ağırlıklı olarak Güneydoğu'da faaliyet gösteren Zehra Grubu'nun lideri İzzettin Yıldırım kaçırılmıştı. Bu olayı aydınlatmak için başlatılan operasyonda da örgüt lideri Hüseyin Velioğlu'na ulaşılmıştı. Velioğlu'nun öldürülmesinden sonra yaşananları ise Türkiye bir korku filmi gibi seyretti.
Önce Hizbullah'ın arşivi ele geçti. Ardından da mezar evler, domuz bağları gibi o güne kadar literatürde olmayan bir vahşet dalgasıyla karşı karşıya geldi Türkiye. Hizbullah 1990'ların ortasından itibaren biliniyordu. Ama 2000 yılına kadar büyük şehirlere inmemişti. Satırlı dehşet ilk defa yüzünü bir büyük metropolde, İstanbul'da gösterdiğinde yer yerinden oynamıştı.
Birbiri ardına yapılan operasyonlarla yüzlerce militanı tutuklanan Hizbullah şimdi kılık değiştirdi. Hizbullahçılar silahlı mücadeleyi reddeden İslami grupların içlerine sızıyor, Said-i Nursi, Prof. Dr. Esat Coşan, Fethullah Gülen, Süleyman Hilmi Tunahan gibi geniş kitlelere malolmuş İslamcı liderlerin kitaplarını okuyorlar.
Yeni Aktüel