Anadolu Ajansı tarafından düzenlenen "Kürtçe Habercilikte Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı"nın açılışında konuşan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, çalıştayın hayırlı olması temennisinde bulundu.
Türkiye'nin bir imparatorluk bakiyesi olduğunu ifade eden Eker, medeniyet havzasında birçok dil ve inancın barış içerisinde yaşadığını, barışın kodlarının medeniyetin esasını oluşturan şehirler ve onlara hayat veren dinden geldiğini, köklerini oradan aldığını anlattı.
Din-şehir ve medeniyet ilişkisinin önemli olduğunu vurgulayan Eker, "Ama biz ne zamanki bu kodları kaybettik o zaman bir takım sorunlar yaşamaya başladık. Bu ağır kanamalı süreç, uzunca bir süre içten içe büyüyen bir yara olarak kendini hissettiren, hissedilen ama kendini çok dışarıdan fark ettirmeyen ama son 30 yılda iyice açık kanamalı bir yaraya, bir probleme dönüşen konu da aslında bunun yansımalarından, sonuçlarından birisi" değerlendirmesinde bulundu.
"Babam Arapça, Farsça, Kürtçe ve Türkçe'yi konuşup yazmayı medresede öğrendi"
Türkiye'de medrese eğitiminde Kürtçe, Türkçe, Farsça ve Arapça'nın öğretildiğini belirten Eker, ailesinin medresede eğitim gördüğünü, özellikle babasının Arapça, Farsça, Kürtçe ve Türkçe'yi orada öğrendiğini, konuşup yazabildiğini söyledi.
Türkiye'nin kültür devrimi yaşadığını anımsatan Eker, şunları kaydetti:
"Alfabe değişti, bu bir manada bölünme meydana getirdi. Dilde bir farklılaşma meydana getirdi. Soranice ve Kırmanci'den birisi latin alfabesiyle, öteki Arap alfabesi üzerinden öğreniliyor, öğretiliyor. Bunun da kendi başına sorunlardan birisi olduğunu tartışacağız bu çalıştayda. Habercilik özü, tarifi itibariyle zaten zordur. Ama henüz kullanımı, akademisi Türkiye'de tam olarak gelişmemiş, dolayısıyla da ortak kullanımı, kodları henüz tam olarak tayin edilmemiş Kürtçe dilinin kullanımında habercilik, çok daha başka sorunlarla yüz yüze geliyor.
aa