Son devrin en mühim tarihçilerinden Mustafa Armağan hocamızla Bediüzzaman Said Nursi, yakın tarih, Türkiye siyasalı, Malay Dünyası ve Osmanlı, Moro Mücadelesi ve Özerklik, Ache ve Osmanlı yardımları, Moro ve Sultan Abdülhamid üzerine uzun ve tatlı bir musahabede bulunduk. Muhabbet ettik. Uzakdoğuda ve bilhassa Filipinler'deki Nur hizmetlerini teati ettik. Derin Tarih dergisi üzerine konuştuk ve çıkmaya hazırlanan "Ottoman History" ismli Derin Tarihin ingilizce versiyonu üzerinde kafa yorduk.
Mustafa Armağan’a Tarihçe-i Hayat’ın tercümesini takdim edince çok sevindi, kendisi de aynı zamanda tercüman olan Armağan, kitaplığından Üstad Bediüzzaman Said Nursi'yi anlatan ve 1953 tarihinde neşredilen ilk İngilizce kitapçığı gösterdi.
Pakistan Maarif Nazır Vekili Ali Ekber Şah’ın iltisakıyla kaleme alınan bu tarihçe beni çok şaşırttı. Fevkalade mühim gördüm. Tarihi bir vesika. Tarjuman ul Quran isimli dergide Hind ve Pakistan dünyasına Bediüzzaman'ı tanıtmak üzere kaleme alınan makalelerin özetinden oluşan bu kitap Nurlar konusunda da İngilizceye çevrilen ilk eser durumunda.
Ayrıca yine Tarihçe-i Hayatın 1958 ve 1960 tarihli iki baskısını da konuştuk.
“Tahsin’in neşrettiği Tarihçe-i Hayat yirmi büyük mecmua kadar fayda verdi, fütuhat yaptı. Şimdi bir parça ilişmelerine katiyen merak etmesin. Nazar-ı dikkati celb ettiği için, büyük bir ilânname hükmüne geçti...” buyuruyor Üstadımız.
Tarihçe-i Hayat ekserisi Zübeyir ve Sungur Ağabeyler tarafından 1957-58 senelerinde kaleme alınmış. Üstadımız da Tarihçe’nin ehemmiyeti üzerinde çok durmuş hatta Hüsnü Bayramoğlu Ağabeyin ifadesiyle Üstadımız “bu Tarihçe on mecmua yirmi ordu kadar kıymettardır” buyurmuşlardır.
Alem-i İslam’ın II. Cihan harbi sonrası istiklal mücadelesi verdikleri bir devrede Bediüzzaman’ı, Nurları ve Türkiye’yi böylesine yakından takip etmeleri takdire şayandır, zaten bu hususta yine bu Tarihçenin ahirinde Hariç Dünya ve Risale-i Nur diye bir bölüm de bulunmaktadır.
Ali Ekber Şah, Üstad'ı ziyaretinden hemen sonra Üstad ile Nurlarla alakalı ciddi bir çalışma hazırladığı ilk İngilizce kitap bu.
Ali Ekber Şah Bediüzzaman'ı ziyaretinden sonra şöyle demişti: “Ben alem-i İslam’da aradığımı Türkiye’de buldum. Bugün Said Nursi’nin bir milyon talebesi var. Herbirinden bir lira talep etseydi milyoner olurdu fakat onun evinde oturacak sandalyesi, yakacak gazyağı yok. Bediüzzaman büyük bir müceddid ve alem-i İslam'ın beklediği zattır.”