Ömer Erdem'in yazısı
Dostluğun 40 yılı.
40 gün önce kaybetmiştik.
Can dostum, kardeşim, abim.
Seni her gördüğümde gönlümde bir ferah, bir inşirah hissederdim. Ebediyete yürüyüşün ilk tanıştığımız günlere götürdü beni. Seksenli yılllara...
12 Eylül darbesinin hışmına beraber tanık olmuştuk. Beraber mücadele etmiştik.Dik başlı, ihtilale hayır demiş hürriyete ve demokrasiye evet demiştik. Üstadın gibi hep haksızlığın karşısında idin, ihtilallerin, muhtıraların karşısında idin. 12 Eylül günü cuma namazına gidememiştik çünkü bütün sokaklarda asker doluydu “camiye, Cuma’ya gidemezsin" demişlerdi.
Mücadelenin günü ve seninle ilk buluştuğumuz andı 12 Eylül... Üniversite hayatımın başlangıç günüydü. 12 Eylül’e ve halkın iradesini temsil etmeyen sivil olmayan anayasaya, askeri anayasaya hayır demiştik. Bu fikri bir mücadele idi. Ancak yadırganmıştık.
Müspet hareketin yollarını beraber adımladık. 28 Şubat’ı beraber karşıladık. Haksız, hukuksuz, mantıksız uygulamaları...Nice çalkantılı dönemleri beraber idrak ettik.
Bekardım beraberdik, evlendik eşlerimiz ve çocuklarımız görüşmeye devam ettiler. "Kişi sevdiğiyle beraberdir.” İnşallah ebedi saadeti de beraber idrak ederiz. Birliğimiz, arkadaşlığımız ve kardeşliğimiz bu dünyada ve öbür alemde de daim olsun.
Tam 40 yıl dile kolay. Dostluğun kırk yılı... Ve yaklaşık kırk gün önce seni uğurladık. Mekanın cennet olsun.
Bu gün Ali Göllü'nün ailesini ailemle ziyaret ettim. Rabbim ailenin yardımcısı olsun. Göllü ailesi Göksu’nun eşraflarından. Allah geride kalan sevdiklerine sabır-ı cemil nasip etsin. Allah hepsinden razı olsun. Nur içinde yat kardeşim. Ağabeyim.
NOT: Bu yazı vefatının 40. gününde yazılmıştı.