Çocuğun yaptığı menfi davranışlarda “Allah seni sevmez yaklaşımı” doğru mudur?
Beş yaşında bir çocuk mütemadiyen yaramazlık yaptığında anne babası tarafından, “Allah seni sevmez, cehennemde yakar” telkiniyle vazgeçirilmeye çalışılır.
Bir gün böyle bir durum üzerine çocuk anne babasına, “Baba bizim köyde Allah var mı?” diye sorar. “Oğlum Allah her yerde vardır ama niçin soruyorsun?” “Eğer orada yoksa oraya gidecektim de“ şeklinde cevap verir.
Altı yaşındaki Aslı olumsuz davranışlar sergilediğinde aynı şekilde korkutulmaktadır. Bir isyan sırasında dilinden şu cümleler dökülür: “Ben cennete de gitmek istemiyorum. Allah oraya da gelir ve bana ceza verir.”
Düşünsenize hangimiz Allah’ın sevgisinden mahrum olmayı göze alabiliriz? Hangimiz sevgisi olmadan tutunabiliriz? Sanırım O’na inanan O’nun inancıyla ayakta duran hiç kimse buna dayanamaz. Fakat asla dayanamayacağımız bu duyguyu çocuklarımıza ne de kolay kullanırız. Sıkışınca, sorunla baş edemeyince yanlış bir Allah tanıtırız tehdit ederek. Ki Rabbimiz tövbe kapılarını açık tutup asla sevgisinden mahrum etmez hiç kimseyi. Biz ise cezalandırıcı yönünü pervasızca bir çırpıda çok da kolay bir şekilde dile getiririz.
İnsanoğlu üç temel duygu ihtiyacıyla doğar. Bunlar bağlanma, güven ve sevgidir. Bu temel duygular karşılandığı zaman çocukta sağlıklı bir ruh hali gelişir. İnsan fıtratı gereği sevgiye ve sevdiğinden gelen her şeye yakınlaşır. Korkudan ve korktuğundan gelenlerden ise sakınır, uzaklaşır. Çocuğa Allah anlatılırken anne babanın sevgi dolu, anlayışlı, yapıcı ve pozitif yaklaşım sergilemesi gerekir. Yapıcı ve sevgi dolu bir ebeveyn ise asla Allah hakkında çocuğuna olumsuz duygular yüklemeyecektir. Çocuk nahoş davranışlar sergilediğinde sorunla baş etme yöntemleri bambaşka olmalıdır. İnanç duygusunun alt yapısı hazırlanan çocuğa Allah bu şekilde anlatılmamalıdır.
İslâm eğitim sistemi de sevgiye dayalı bir eğitimi esas aldığından Allah inancını çocuklara sevgi ve bağlanma duygularını geliştirerek öğretmek, bu duygulardan hareket ederek başlamak daha doğrudur. “Hz. Peygamber (s.a.v.) için her şeyin temel noktası olan sevgi hakkında Rousseau'nun tespiti dikkate değerdir: O "bir çocuğun ilk hissi kendini sevmek hissidir. İlkinden doğan ikinci his ise kendisine yaklaşanları sevmektir" demekte ve ayrıca çocuğun tabiatının iyiliğe meyilli olduğunu savunmaktadır.”
Bu nedenle çocuğa Allah inancı hakkında aktardığımız her türlü bilgi ve duygunun anlaşılır olmasına dikkat ederek Allah’ın tüm iyilik ve güzelliklerin sahibi olduğunun belirtilmesi gerekir. Çocuğa Allah’ın kendisine sığınılacak bir varlık olarak tanıtmalıyız. “Allah çocukları çok sever. Seni de çok seviyor” cümlesini sıklıkla söylemeli ve bunu hissettirmeliyiz. İnsan kendisini seven birine karşı içten bağlılık ve sevgi hisseder. Bu durumda zamanla Allah hakkında iyi şeyler hissetmesine ve O’nu sevmesine neden olur. Çocuğun kalbinde açığa çıkan Allah sevgisi, Allah’ın da kendisini sevdiğini bilmesiyle başlayacak bir yolculuktur.