Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nisâ Sûresi 56-59. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
56-Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr edenler yok mu, onları ileride bir ateşe atacağız! Ne zaman derileri (yanıp) pişse, azâbı (iyice) tatsınlar diye onları, ondan başka derilerle değiştireceğiz. (*) Muhakkak ki Allah, Azîz (kudreti dâimâ galib gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
57-Îmân edip sâlih ameller işleyenler var ya, onları altlarından nehirler akan Cennetlere koyacağız, orada ebedî olarak devamlı kalıcıdırlar. Onlar için orada tertemiz eşler vardır ve onları koyu (ve dâimî) bir gölgeye koyacağız.
58-Şüphe yok ki Allah size, emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder! Doğrusu Allah, bununla size ne güzel nasîhat veriyor! Şübhesiz ki Allah, Semî‘ (herşeyi işiten)dir, Basîr (hakkıyla gören)dir.
59-Ey îmân edenler! Allah’a itâat edin; peygambere ve sizden olan ülü’l-emre (emir sâhibi idârecilerinize) de itâat edin! O hâlde bir şey hakkında ihtilâfa düşerseniz, Allah’a ve âhiret gününe îmân ediyorsanız, artık onu Allah’a ve peygambere arz edin! Bu hem hayırlı, hem de netîce i‘tibârıyla daha güzeldir.
(*) “Cehennemin vücûdu (varlığı) ve şiddetli azâbı, hadsiz rahmete ve hakīkī adâlete ve israfsız, mîzanlı (ölçülü) hikmete zıddiyeti (zıdlığı) yoktur. Belki rahmet ve adâlet ve hikmet, onun vücûdunu (var olmasını) isterler. Çünki nasıl binler ma‘sumların hukuklarını çiğneyen bir zâlimi cezâlandırmak ve yüzer mazlum hayvanları parçalayan bir canavarı öldürmek, adâlet içinde mazlumlara bin rahmettir ve o zâlimi affetmek ve o canavarı serbest bırakmak, bir tek yolsuz merhamete mukābil, yüzler bîçârelere yüzler merhametsizliktir.” (Şuâ‘lar, 11. Şuâ‘, 222-223)