Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Mâide Sûresi 99-100. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
99-Peygambere düşen ancak tebliğdir. (*) Çünkü Allah, neyi açıklar ve (kalblerinizde) neyi gizlerseniz, bilir.
100-De ki: “Pis olan şey ile temiz (haram ve helâl) bir olmaz; pis olan şey(ler)in çokluğu hoşun(uz)a gitse de (bu böyledir)!” Öyle ise ey akıl sâhibleri! Allah’tan sakının, tâ ki kurtuluşa eresiniz!
(*) “Üstâd-ı Mutlak (kâinâtın hocası) ve Muktedâ-yı Küll (herkesin tâbi‘ olduğu) ve Rehber-i Ekmel (en mükemmel rehber) olan Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, وَماَ عَلَي الرَّسُولُ اِلَّا الْبَلاَغُ [Peygambere düşen ancak tebliğdir!] olan fermân-ı İlâhiyeyi kendine rehber-i mutlak ederek, insanların çekilmesiyle ve dinlememesiyle daha ziyâde sa‘y (çalışma) ve gayret ve ciddiyetle teblîğ etmiş. Çünki اِنَّكَ لَا تَهْد۪ي مَنْ اَحْبَبْتَ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ يَهْد۪ي مَنْ يَشاَءُ [Şübhesiz ki sen sevdiğin kimseyi hidâyete erdiremezsin; fakat Allah, dilediği kimseyi hidâyete erdirir] sırrıyla anlamış ki, insanlara dinlettirmek ve hidâyet vermek, Cenâb-ı Hakk’ın vazîfesidir. Cenâb-ı Hakk’ın vazîfesine karışmazdı.” (Lem‘alar, 17. Lem‘a, 137)