Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nisâ Suresi 166-170. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
166 . (Onlar senin peygamberliğine şâhidlik etmiyorlar) fakat Allah sana indirdiği (Kur’ân) ile şâhidlik ediyor, onu kendi ilmiyle indirdi. (1) Melekler de (sana) şâhidlik ediyorlar. Ve şâhid olarak Allah yeter!
167 . Şübhesiz ki inkâr edip (insanları) Allah yolundan men‘ edenler, gerçekten (haktan) uzak bir dalâlet ile sapmışlardır.
168,169 . Muhakkak ki inkâr edip (peygambere) zulmedenler yok mu, Allah onlara mağfiret edecek değildir; onları Cehennem yolundan başka bir yola erdirecek de değildir; (onlar) orada ebedî olarak devamlı kalıcıdırlar. Bu ise, Allah’a göre çok kolaydır.
170 . Ey insanlar! Doğrusu peygamber size Rabbinizden hak ile gelmiştir; öyle ise hakkınızda hayır olarak (ona) îmân edin! Buna rağmen inkâr ederseniz artık şübhesiz ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Allah ise, Alîm (hakkıyla bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
1- Peygamber Efendimiz (ASM) yahudilerden bir kalabalığa hitâben: “Vallâhi, benim Allah’ın peygamberi olduğumu bildiğinizi, biliyorum!” buyurdu. Onlar ise: “Hayır, bilmiyoruz!” dediler. Bunun üzerine bu âyet nâzil oldu. (Celâleyn Şerhi, c. 2, 160)
“Nasıl ki Kur’ân, bütün mu‘cizâtıyla (mu‘cizeleriyle) ve hakkāniyetine (haklılığına) delil olan bütün hakāikıyla (hakîkatleriyle) Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın bir mu‘cizesidir. Öyle de, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm da, bütün mu‘cizâtıyla ve delâil-i nübüvvetiyle (peygamberlik delilleriyle) ve kemâlât-ı ilmiyesiyle (ilminin yüceliğiyle) Kur’ân’ın bir mu‘cizesidir ve Kur’ân kelâmullah (Allah kelâmı) olduğuna bir hüccet-i kātı‘asıdır (kesin bir delîlidir).” (Şuâ‘lar, 7. Şuâ‘, 124)