Bismillahirrahmanirrahim
Muhabbetullah, ittibâ-ı Sünnet-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâmı istilzam eder. Çünkü Allah’ı sevmek, Onun marziyâtını yapmaktır. Marziyâtı ise, en mükemmel bir surette zât-ı Muhammediyede (a.s.m.) tezahür ediyor. Zât-ı Ahmediyeye (a.s.m.) harekât ve ef’alde benzemek iki cihetledir.
Birisi: Cenâb-ı Hakkı sevmek cihetinde emrine itaat ve marziyâtı dairesinde hareket etmek, o ittibâı iktiza ediyor. Çünkü bu işte en mükemmel imam, zât-ı Muhammediyedir (a.s.m.) (bk. Ahzap Sûresi, 33:21.)
İkincisi: Madem zât-ı Ahmediye (a.s.m.) insanlara olan hadsiz ihsânât-ı İlâhiyenin en mühim bir vesilesidir; (bk. Enbiyâ Sûresi, 21:107.) elbette Cenâb-ı Hak hesabına hadsiz bir muhabbete lâyıktır.
İnsan, sevdiği zâta eğer benzemek kabilse, fıtraten benzemek ister. İşte, Habibullahı sevenlerin, Sünnet-i Seniyyesine ittibâ ile ona benzemeye çalışmaları kat’iyen iktiza eder. (bk. Ahzap Sûresi, 33:6.) (Lem'alar, On Birinci Lem'a)
Bediüzzaman Said Nursî
SÖZLÜK:
bil’iltizam : sıkıca sarılarak
bil’iman : iman ile, inanarak
bil’irade : irade ile, isteyerek
bil’istidat : kabiliyet ile
bil’iştiyak : aşk derecesinde severek
bilfiil : fiilen, uygulamalı olarak
bilkabul : kabul ederek
binniyet : niyet ederek
bittakdir : takdir ederek
cemâl : güzellik
Cenâb-ı Hak : Hakkın tâ kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah
cihet : taraf, yön
ebedî : sonsuz
ef’al : fiiller, davranışlar
fıtraten : yaratılış itibariyle
Habibullah : Allah’ın en sevdiği kul olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (a.s.m.)
hadsiz : sınırsız
hâkezâ : bunun gibi
harekât : hareketler
icmâlen : kısaca
ihsan : bağış, iyilik, lütuf
ihsânât : bağışlar, iyilikler, lütuflar
ihsânât-ı İlâhiye : Allah’ın sunduğu güzel nimetler
iktiza etmek : gerektirmek
imam : öncü, lider
istilzam etmek : gerekli görmek
itaat : uyma, boyun eğme
ittibâ etmek : tâbi olmak
ittibâ-ı Sünnet-i Muhammediye : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) sünnetine bağlanma
kabil : mümkün, olabilir
kâfir : Allah'ı veya Allah’ın bildirdiği kesin şeylerden birini inkâr eden kimse
kâinat : evren
kat’iyen : kesin olarak
kemâl : kusursuzluk, mükemmellik
kıyas : karşılaştırma
küfür : inkâr, inançsızlık
marziyât : Allah’ın razı olduğu davranışlar
mevcudat : varlıklar
muhabbet : sevgi
muhabbetullah : Allah sevgisi
perestiş etmek : bir şeye aşırı düşkün olmak
suret : biçim, görünüş
Sünnet-i Seniyye : Peygamberimizin söz, fiil ve hareketlerine dayanan yüce prensipler
tahkirkârâne : hakaret eder şekilde
tezahür etmek : görünmek, ortaya çıkmak
zâlimâne : zalimce
zât : kişi
Zât-ı Ahmediye : Peygamber Efendimizin velayet sahibi kişiliği
zât-ı Muhammediye : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) peygamber olan şahsiyeti