Allah'a iman Onun varlığına, birliğine, eşi-ortağı, dengi olmadığına; Ondan başka ilah, mabud olmadığına kesin olarak inanmaktır.
İmanda şüphe ve tereddüt olmamalıdır.
Farklı insanların olmasından kastınız cins, ırk, mllet, biçim, renk v.b. ise, bu ilahi bir takdirdir. Yüce Allah insanları farklı kavim ve milletlere ayırmıştır. İnsanların farklı farklı yaratılışta olmaları da Allah'ın bir ayeti; onun varlığının ispatlarından ve kudretinden ve Onun hikmetlerindendir. Allah'ın insanları farklı şube, toplum, millet, şekil ve kavimlerde yaratması ve diğer farklı hususiyetleri birbirleriyle tanışıp, bilişmeleri, "tearüf" içindir.
İnsan Rabbine iman etmek, onu tanımak ve ona ibadet etmek ve onun gösterdiği dosdoğru yolda yaşamakla yükümlüdür. Yüce Allah'ın Kur'an'da tanıttığı şekilde salih amel sahibi; helali işleyen, haramdan kaçınan; Hz. Muhammedi (asm) örnek alan bir kamil mümin olmakla görevlidir.
İnsan, bu yükümlülüklerini yerine getirirken ahiret yurdunu arar, ancak dünyadaki nasibini de unutmaz. Allah'a inancının gereğini yapar ve yaşar. İmanın gereği ibadetlerini yerine getirir. Allah'ın rızasını elde etmeye çalışır. Takvalı olmaya çabalar. Allah'a karşı gelmekten korkar. Bütün gücüyle Rabbine taate çalışır.
Allah'a iman eden ancak bazı görevlerini -bunların farziyetini/gerekliliğini inkar etmemekle beraber- yerine getirmeyenler günahkar olurlar. Tövbe etmeleri ve görevlerini yerine getirmeye çalışmaları gerekir.
Sorularla İslamiyet