Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nisa Sûresi 138-140. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor
138-Münâfıklara, şübhesiz kendileri için (pek) elemli bir azab olduğunu müjdele!
139-Onlar ki, mü’minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinirler. İzzeti (şeref ve üstünlüğü) onların yanında mı arıyorlar? Hiç şübhesiz ki izzet, tamâmen Allah’a âiddir. (*)
140-Ve muhakkak ki (O,) size Kitab’da: “Allah’ın âyetleri ki, onların inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, (böyle konuşmayı bırakıp) bundan başka bir söze daldıkları zamâna kadar onlarla berâber oturmayın; o takdirde doğrusu siz (de) onlar gibi olursunuz!” diye (bir âyet) indirmiştir. Şübhesiz ki Allah, münâfıkları ve kâfirleri Cehennemde bir araya toplayıcıdır!
(*)“Rızâ-yı İlâhî ve iltifât-ı Rahmânî ve kabûl-i Rabbânî (Allah’ın rızâsı, iltifâtı ve kabûlü) öyle bir makamdır ki, insanların teveccühü (alâkası) ve istihsânı (beğenmeleri), ona nisbeten bir zerre hükmündedir. Eğer teveccüh-i rahmet varsa, yeter! İnsanların teveccühü, o teveccüh-i rahmetin in‘ikâsı (aksetmesi) ve gölgesi olmak cihetiyle makbûldür; yoksa arzu edilecek bir şey değildir. Çünki kabir kapısında söner, beş para etmez!” (Mektûbât, 29. Mektûb, 262-263)