Başörtüsüyle duruşmaya giren bayana yine bir bayan Hakime’nin “başını aç, Allah’ın kanunları burada geçmez” diye hezeyanda bulunduğunu gazetelerden öğrendim.
Milletinin çoğunun Müslüman olduğu bir ülkede, ülke Müslümanlarının vergisiyle maaş alan bir hakimenin Müslüman Türk Halkını ve bir buçuk milyar Müslümanı rencide edici, üzücü ve hakaretamiz bu cümleyi söyleme saygısızlığını, bir insanın değerlerine hakareti suç sayıp hakkında harekete geçen savcıların, ülke müslümanlarını rencide edici ve manevi hukuklarına tecavüz eden hakime hanımı İlahi mahkemeye havale ile şu kadar derim ki.
Hakimenin, ağzını açıp lafını söyleyip kapattığı 2-3 saniye içerisinde, o cümleyi sarf ederken, vücudunda, bulunduğu salonda ve dış alemde 2-3 saniyede neler olup bittiğini düşündüm.
O cümleyi sarf ederken, vücudunda ortalama 70 trilyon hücrenin nükleer santraller gibi Allah’ın kanunuyla çalıştığı, kan ordusundaki al ve ak yuvarların hücrelere Allah’ın kanunu ile gıda taşıyıp mikropları imha ettiği, vücudundaki kan ordusunun Allah’ın kanunuyla bütün vücudunu dolaştığı, karaciğerinin vücudunun istediği binler maddeleri Allah’ın kanunuyla imal ettiğini, kalbinin bütün hüceyratın imdadına kanı Allah’ın kanunuyla pompaladığını, midesinin, pankreas bezinin, ince ve kalın bağırsaklarının, böbreklerinin, fabrikadaki çarklar gibi hayatı işal ve devam ettirmek üzere Allah’ın kanunuyla harıl harıl çalıştıklarını, vücudundan akciğerine toplanan zehirli gazların Allah’ın kanunuyla nefes alıp vermesiyle temizlendiğini, sinir sisteminin, santraller gibi Allah’ın kanunuyla çalıştığını, vücut iskeletinin ve binlerce kasının saatin çarkları gibi biribirine dayanarak Allah’ın kanunuyla çalıştığını, hadsiz tadların, mahzeni, kelimat ve muhaberat santralı olan otuziki dişli ağzının Allah’ın kanunuyla nutka gelip konuştuğunu,
O talihsiz beyanın ağzından çıktığı anda bütün hava zerrelerinde Allah’ın kanunuyla yazıldığı ve kainatın her tarafına Allah’ın kanunuyla ulaştığı,
O iki üç saniye içerisinde hakime hanımın vücudunda Allah’ın kanunuyla cereyan eden hadiselerin aynısının, bütün 7 milyar insanda, hadsiz hayvan ve hayvancıklarda, hadsiz kuş ve kuşcuklarda, nihayetsiz balıklarda, hesapsız zihayatta, yeryüzünü halı gibi kuşatan nihayetsiz bitkilerde ve hadsiz ağaçlarda hadsiz bir faaliyetle kusursuz bir şekilde Allah’ın kanunlarının cereyan ettiğini,
O iki üç saniyede tonlarla havanın gazatı muzırradan ve tonlarla suyun buhara ve tonlarla yağmurun toprağa ve daha nice sayılmadık hadsiz maslahatlı ve gayeli tahavvülat ve tebeddülatların Allah’ın kanunuyla olduğunu,
O iki üç saniyede dünyamızın kendi ekseninde 200-300 km.ve güneşle beraber binler kilometre yolu Allahın kanunuyla aldığını, Samanyolları ve galaksilerin binlerle kilometre yolu Allah’ın kanunuyla aldıklarını, kainatın genişlemeye devam ettiğini,
Zerreden şemse kadar, yıldızlardan samanyolu ve tüm galaksilere, en küçük bir zihayattan bütün mahlukat sınıflarına ve yedi kat semavata ve hadsiz ruhaniyat ve melaikeye kadar ihata eden ve O’nun ilim hikmet ve iradesi ve kanunları ile devam eden kainattaki bu faaliyet-i hakimaneyi körlük edip, görmeden cahilane ve gafilane sarfedilen o iki üç saniyelik cümle üzerine kainatın hicap edip insan gibi yüzünü kapadığını ve arşın lerzeye gelip titrediğini ve bir kelamla nasıl insanın esfeli safilini boyladığının sırrını hissettim, titredim, ağladım.