Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Fussilet Sûresi 39-42. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
39-O’nun (kudretinin) delillerinden biri de, doğrusu senin yeryüzünü kupkuru görmendir; fakat onun üzerine o suyu (yağmuru) indirdiğimiz zaman, (yeryüzü, çeşit çeşit bitkiler ile) harekete geçer, kabarır. Şüphesiz ki ona hayat veren, elbette ölüleri de dirilticidir. Çünkü O, herşeye hakkıyla gücü yetendir.
40-Muhakkak ki, âyetlerimiz hakkında haktan (meyledip) sapanlar, bize gizli kalmazlar. O hâlde, ateşin içine atılan mı hayırlıdır, yoksa kıyâmet günü emîn bir hâlde gelen mi? Dilediğinizi yapın! Şüphe yok ki O, yapmakta olduklarınızı hakkıyla görendir.
41-Doğrusu o kimseler ki, kendilerine geldiğinde Kur’ân’ı inkâr ettiler. Hâlbuki şübhesiz o, gerçekten çok yüce bir Kitab’dır.
42-O’na (o Kur’ân’a) ne önünden, ne de arkasından bâtıl (yaklaşıp) gelemez. (O,) Hakîm (her işi hikmetli olan), Hamîd (hamd edilmeye çok lâyık olan Allah) tarafından indirilmedir.