Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Mülk Sûresi 3-4. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
3-O ki, yedi göğü tabaka tabaka (birbiriyle âhenkli) olarak yarattı. Rahmân (olan Allah)’ın yarattığında hiçbir düzensizlik göremezsin! Haydi gözü(nü) çevir (de bir bak), hiçbir çatlak görecek misin?
4-Sonra gözü(nü) tekrar tekrar çevir (ve yine bak); o göz (aradığı kusûru bulamadan) zelil ve bitkin bir hâlde sana dönecektir! (*)
(*) “Sinek kanadından tut, tâ semâvât kandillerine kadar öyle bir nizam var ki, akıl onun karşısında hayretinden ve istihsânından (beğenmesinden) سُبْحاَنَ اللّٰهِ [Allah, (her türlü noksanlıktan) münezzehtir!]* ماَ شآَءَ اللّٰهِ[Allah’ın dilediği (ne güzeldir)!]*باَرَكَ اللّٰهُ [Allah mübârek kılsın!] der, secde eder. Eğer zerre mikdar şerîke (ortağa) yer bulunsa idi, müdâhalesi olsa idi, لَوْكاَنَ فِه۪يمَٓا اِلَهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتاَ [Eğer o ikisinde (yerde ve gökte) Allah’dan başka ilâhlar bulunsaydı, elbette o ikisi (ve onlarda görünen şu intizam) fesâda uğrardı (bozulup giderdi)!] âyet-i kerîmesinin delâletiyle, nizam bozulacaktı, sûret değişecekti, fesâdın âsârı (eserleri) görünecekti. Hâlbuki فاَرْجِعِ الْبَصَرُ هَلْ تَرَي مِنْ فُطُورٍ [Gözü(nü) çevir de bak, hiçbir çatlak görebilir misin?] ثُمَّ الرْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنْقَل۪يبْ اِلَيْكَ الْبَصَرُ خاَسِئاً وَهُوَ حَس۪يرٌ [Sonra gözü(nü) tekrar tekrar çevir (ve yine bak); o göz (aradığı kusûru bulamadan) zelil ve bitkin bir hâlde sana dönecektir!] delâletiyle ve şu ifâde ile, nazar-ı beşer (insan bakışı) kusûru aramak için ne kadar çabalasa, hiçbir yerde kusûru bulamayarak, yorgun olarak menzili olan göze gelip, onu gönderen münekkid (tenkīd edici) akla diyecek: ‘Beyhûde yoruldum, kusur yok!’ demesiyle gösteriyor ki, nizâm ve intizam gāyet mükemmeldir. Demek intizâm-ı kâinât, vahdâniyetin (Allah’ın birliğinin) kat‘î şâhididir.” (Mektûbât, 33.Mektûb, 338)