Almanya son aylarda, İslam'ın yerinin neresi olduğu tartışmalarına kilitlendi. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maizire, "Hıristiyanlıkla eşit statü" anlamına gelen bir açıklama yaparak, "İslam, Alman hukuk sistemine, kilise hukukuna benzer şekilde entegre edilebilir. Ben bu konuda iyimserim." dedi.
Almanya'da en az 300 yıldan beri var olan ve 60'lı yıllardaki Türk göçü ile daha belirgin hale gelen İslam dini, diğer dinlerin aksine hala resmi olarak tanınmıyor. Alman toplum bilimciler ve siyasetçiler, İslam'ın Almanya'ya entegrasyonunun Müslümanların kabul ve entegrasyonuna da büyük katkı yapacağını belirterek, İslam'ın ülkeye kurumsal entegrasyonu için kafa yoruyor. Özellikle son aylarda İslam Almanya'da en çok gündeme gelen konu. Fakat konuya herkes kendi penceresinden bakıyor. Ancak somut çalışmalar yürüten ve 2006 yılından beri Almanya İslam Konferansı'nı (DIK) gerçekleştiren Federal İçişleri Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde ilk kez imamlarla bakanın buluşmasını gerçekleştirdi. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maizire şimdi de devlet olarak İslam'a, kiliselerin statüsüne benzer bir statü ile muamele edeceklerini ve kurumsal entegrasyonu gerçekleştireceklerini söyledi. Bu da, ülkedeki Müslümanlar ve Müslüman organizasyonların talep ettiği "eşit" statünün gerçekleşmesi anlamına geliyor. Ancak Bakan, bu statünün verilmesinin çok hızlı gerçekleşemeyeceğinin de sinyalini verdi.
İslam'ın Almanya'ya entegrasyonu konusunda bazılarının aksine iyimser olduğunu, bunun zor olacağını düşünmediğini kaydeden de Maizire, İslam'ın Alman hukuk sistemine, tıpkı 'Devlet kiliseler hukuku' (Staatskirchenrecht) gibi entegre edilebileceğini kaydetti. Alman Tagesspiegel gazetesine açıklamalarda bulunan bakan de Maiziere, bu adımın atılabilmesi konusunda iyimser olduğunu kaydetti. İçişleri Bakanı, İslam'ın uzun vadede kilise hukukuna benzer şekilde değerlendirilerek Alman hukuk düzeninde yerini alabileceğini kaydetti.
Almanya İslam Konferansı'nın (DIK) da bu hedefe varılması konusunda, anayasanın koyduğu temeller ışığında işbirliğine yardımcı olduğunu kaydeden Bakan, devlet ve Müslümanlar arasında kurumsallaşan bir işbirliğindeki ilerlemenin bu günden yarına bile ölçülebilir halde olmasının mümkün olmadığını kaydetti. Alman kiliseler hukukunun bile yüz yıl süren bir süreçte geliştiğini hatırlatan Bakan de Maizire, İslam konusunda nihai bir çözüme kadar geçici bir çözüm üzerinde çalışılabileceğini belirtti. Bunun için bir sözleşme yapılabileceğini ve bunun geçici bir süre köprü görevi görebileceğini kaydeden Bakan, bu sözleşmenin diğer düzenlemeler için de hukuki bir anlaşma görevi göreceğini aktardı. Bu sözleşmenin, din derslerinin yürürlüğe girmesi için de bir anlaşma olabileceğini belirten de Maizire, söz konusu din derslerinde İslami organizasyonların da söz sahibi olacağını kaydetti.
Açıklamalarında kendisinin, modern toplumda dinin önemi konusuna yaptığı şahsi katkıya da değinen İçişleri Bakanı Thomas de Maizire, ancak bu şekilde, toplumla devlet arasındaki ilişkilerde söz sahibi olunabileceğini kaydetti.
Beyaz Gazete