Türk-Alman Üniversitesi rektör yardımcısı Prof. Dr. M. Emin Köktaş, Almanya'da Müslümanlarla ilgili temel meselenin devletin resmen ve hukuken İslam'ı tanıması olduğunu vurguladı.
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) sempozyumunda konuşan Köktaş, "Muhatap statüsü elde edilmediği sürece bu sorunlar devam edecek. Tanınma olmadan entegrasyon asla mümkün değildir." dedi
Prof. Dr. M. Emin Köktaş, Almanya'da uyumu hızlandıracak en önemli konunun İslam'ın ve Müslümanların resmen tanınması olduğunu vurguladı."Tanınma olmadan uyum olmaz." diyen Köktaş ayrıca, Avrupa'daki Müslümanların en büyük eksiği kendi entelektüellerini, bilim adamlarını yetiştirememesi olduğunu ifade etti. Köktaş, "Bir ülkenin kütüphanelerinde yoksanız o ülkede yoksunuz." dedi.
Almanya'daki Müslümanların bireysel hakları büyük oranda kullandıklarını ancak, toplum haklarında durumun aynı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Köktaş, "Temel mesele devletin resmen ve hukuken Müslümanları tanımasıdır. Avrupa'da Müslümanlar hukuken tanınmıyor. Muhatap statüsü elde edilmediği sürece bu sorunlar devam edecek. Tanınma olmadan entegrasyon asla mümkün değildir." dedi.
Almanya'daki Müslümanların kalıcı olduğunun da bilincine varması, 'Biz bu ülkenin eşit yurttaşıyız' diye düşünmesi gerektiğini belirten Köktaş, yaptığı kapanış konuşmasında ise, "Avrupa'daki Müslümanların en büyük eksiği kendi entelektüellerini, bilim adamlarını yetiştirememesidir. Bir ülkenin kütüphanelerinde yoksanız o ülkede yoksunuz" dedi.
"İSLAMİ KURULUŞLAR TÜRKİYE'DEN BAĞIMSIZ OLMALI"
Osnabrück Üniversitesi'nden Prof. Dr. Bülent Uçar ise "Müslümanların dini örgütlenmeleri ve tanınmasındaki somut sorunlar" konulu sunumunda, Almanya'daki Müslümanların yüzde 90'ının kendini dindar olarak tanımladığını, devlet tarafından tanınmanın çok büyük haklar tanıdığı için Almanya'nın çok düşündüğünü kaydetti. Mevcut İslami organizasyonlar hakkında devletin düşüncesini hatırlatan Uçar, "Birisi başka bir devlete bağlı. Diğeri aşarı, öteki ise çok içine kapanık görülüyor. Almanya, anayasa gereği benim karışamadığım din işlerine neden başka bir devlet karışsın diyor. İslami organizasyonların Türkiye'den bağımsızlaşması, daha şeffaf hale gelmesi, cemaatlerin birlikte hareket etmesi gerekiyor. Bunlar olursa tanınma olur. Bunlar ve tanınma olmazsa önyargılar daha da pekişir." dedi.
BEŞ OTURUMDA UYUM ELE ALINDI
UETD'nin "Göçün 50. yılı münasebetiyle Almanya'da Müslümanlar ve uyum" konulu uluslararası sempozyumda "İslami temsil ve uyum, Almanya'da sosyal ve siyasi bağlam içinde Müslümanlar, Müslüman imajı ve Müslümanların yaşamı, Dini örgütlenmeler ve Alman kurumlarıyla ilişkiler, Kimlik ve uyum ve Dini sahanın tanınmasında oluşan sorunlar" konulu beş oturum gerçekleştirildi.
İslami organizasyonlar DİTİB, IGMG ve ZMD yöneticilerinin konuşmalarının ardından bilim adamları sorunları ve çözüm yollarını ortaya koydu. Sempozyumun üçüncü oturumda Abant İzzet Baysal Üniversitesi'den Doç Dr. Mustafa Gençer, "Almanya'daki Türk Müslümanların uyum ve dışlanma tecrübeleri" konulu bir sunum yaptı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'den Doç Dr. Bekir Berat Özipek ise, "Bir ayrımcılık kaynağı olarak İslamofobi" konulu sunumunda İslamofobi'nin kökenleri ve Avrupa'da vardığı boyutları anlattı.