Önceki yazımda atıfta bulunduğum bir projeyi, inanç danışmalığı projesini, bu yazımda biraz daha müşahhas hale getirmek istiyorum.
Malum, varoluşa dair sorular insanlık tarihi kadar eski fakat her gün güneşin doğup batması gibi güncel ve bir o kadar da yenidir. Dünyaya gözünü açan şuur sahibi her varlık bu soruları örtülü yahut açık şekilde dillendirir. Kim ve hangi sosyal statüde olursa olsun bıçağın kemiğe dayandığı yer burasıdır; insan nedir, burada ne aramaktadır, nereye gidecektir, ölüm nedir, sonsuzluk var mıdır ve insanın bundan payı ne olacaktır vs.
Tüm bir yaşam bu sorulara verilen cevaba göre şekillenecek ve hayat ağacı meyvesini ona göre verecektir.
Yaşamı görenden/olandan ibaret sayanlar için iki yokluk arasına sıkışmış diken üstü bir hayatın rahatı uykudadır.
Onlar için tüm kariyer planlamalarının yolu aynı zirvede kesişir; ölüm… Ve tüm çıkışlar aynı dehlizde buluşturur; sonsuz unutuluş dehlizinde…
İşte onun için çaresi bulunamayan bir acının merhemi nasıl uyuş(tur)maktan ibaretse, bu anlamsızlık kanserinin de ıstırabını kendine has uyutuclarla/uyuşturucularla çözmeye çalışır modern zamanlar.
Ve müteal olandan kopuk tüm yaşama uğraşları ister istemez buna müptela olmak zorundadır!
Çünkü uyanık her bilinç kendi cehennemini yakar…
Mehmet Pişkin bu iptiladan kurtulmuş bir bilincin sonsuz yokluk karşısındaki çaresizliğine verilmiş en trajik ve dramatik tepkilerden biri yalnızca… Dünyadaki yüz binlercesi gibi… Amansız düşmana karşı yaşadığı zilletten “Sen beni yok etmeden ben kendimi yok ediyorum!” diyerek izzet devşirme çabası yani…
Mehmet Pişkin ilk değil; ve böyle giderse son da olmayacak…
Böyle giderse diyorum; yani aklın, ruhun, kalbin ve bedenin intiharına topyekün devlet ve millet eliyle dur denmezse!
İşte “inanç danışmanlığı” projesi bu sürece dur demenin en güçlü adımlarından biri olma potansiyeli taşıyor…
İnsanımızın varoluş bunalımına dair sorularına doğrudan muhatap olabilecek ve onların çıkmazlarına yeni yollar açacak fikirler paylaşabilecek uzmanlarla bu meselede çözüm adına anlamlı bir başlangıç yapılabilir.
Peki, nasıl olacak?
Bunun için ilk adım böylesine sorulara muhatap olmak isteyen gönüllüler belirlemek. Bu gönüllülerin psikoloji eğitimi alması öncelikli tercih olmakla birlikte, oluşturulacak bir formatörlük eğitimiyle bu konudaki açığı kapatacak şekilde tüm alanlardan gönüllüler yetiştirmek de mümkün.
Bu formasyon için iki uzman kadronun rehberliğine ihtiyaç olacaktır:
1.Psikoloji ve davranış bilimi alanında ihtisas sahibi kimseler
2.İlahiyatın ilgili meseleler üzerine yoğunlaşmış uzmanları
Bu iki bilirkişi grubunun rehberliğinde oluşturulacak müfredatla gerçekleşecek eğitim faaliyetlerine katılan gönüllülerden başarılı olanlar inanç danışmanlığı konusunda hizmet vermeye başlayabilirler.
İnsanın varoluş amacı, insan özgürlüğü, ölümün anlamı, yeryüzündeki olumsuzluklara bakış, ölüm sonrası hayat, dinin anlamı, kader vs. gibi temel konular ve bunların türevleri konusunda muhataplarına “kabul edilebilir” argümanlar sunabilecek ve onlarla “sohbet” edebilecek donanıma sahip olmalıdır bu kişiler. Keza, muhataplarıyla daha etkili bir iletişim adına hitabet ve diksiyon eğitimi de bu sürecin bir aşaması olmalıdır.
Alo Fetva Hattı’na benzer bir iletişim birimi kurulmalı
İnanç Danışmanlığı Hattı şeklinde faaliyet gösterilmesi ilk ve en pratik yoldur hiç şüphesiz. Herkesin ihtiyaç duyduğunda ücretsiz olarak arayabileceği bu hatlar her kesimden bütün vatandaşların aracısız, vakit kaybetmeksizin ve kendini güvende hissedeceği bir zeminde varoluşun anlamı ve inanca dair meselelerle muhatap olma imkânı verecektir.
Özetle, bu bir sosyal sorumluluk projesidir. Ve tüm kuşatıcılığıyla bu meseleye sahip çıkmak devletin görevidir. Şimdiye kadar bu görev çeşitli dernek, vakıf, ferdi/cemaati yapılanmalar yani sivil toplum kuruluşları bünyesinde gerçekleşmekteydi. Bundan sonra da ilgili kuruluşlar çalışmalarına devam edeceklerdir elbette. Lakin ilgili yapılanmaların doğası gereği ortaya çıkan ayrışmalara ve yapısal aksaklıklara takılmaksızın herkesin rahatlıkla ulaşabildiği bir zeminde bu meseleyi ele almak böylesine çalışmalara ihtiyaç duyanlar için daha pratik ve kabul edilebilir seçenek olarak ortaya çıkar. (Osman)