Bismillahirrahmanirrahim
Nev-i beşer bu son Harb-i Umumînin eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdadıyla ve merhametsiz tahribatıyla ve birtek düşmanın yüzünden yüzer masumu perişan etmesiyle ve mağlûpların dehşetli meyusiyetleriyle ve galiplerin dehşetli telâş ve hâkimiyetlerini muhafaza ve büyük tahribatlarını tamir edememelerinden gelen dehşetli vicdan azaplarıyla ve dünya hayatının bütün bütün fâni ve muvakkat olması ve medeniyet fantaziyelerinin aldatıcı ve uyutucu olduğu umuma görünmesiyle ve fıtrat-ı beşeriyedeki yüksek istidadatın ve mahiyet-i insaniyesinin umumî bir surette dehşetli yaralanmasıyla ve gaflet ve dalâletin, sert ve sağır olan tabiatın, Kur’ân’ın elmas kılıcı altında parçalanmasıyla ve gaflet ve dalâletin en boğucu, aldatıcı, en geniş perdesi olan siyaset-i rû-yi zeminin pek çirkin, pek gaddârâne hakikî sureti görünmesiyle, elbette ve elbette, hiç şüphe yok ki: Şimalde, garpta, Amerika’da emareleri göründüğüne binaen, nev-i beşerin mâşuk-u mecazîsi olan hayat-ı dünyeviye böyle çirkin ve geçici olmasından, fıtrat-ı beşerin hakikî sevdiği, aradığı hayat-ı bâkiyeyi bütün kuvvetiyle arayacak. [On Üçüncü Söz]
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
Nev-i Beşer: insanlık
Harb-i Umumi: dünya savaşı
eşedd-i zulüm: zulmün en şiddetlisi
eşedd-i istibdad: baskının en şiddetlisi
meyusiyet: ümitsizlik
fıtrat-ı beşeriye: insanın yaratılışı, tabiatı
istidat: kabiliyetler, yetenekler
mahiyet-i insaniye: insanın niteliği içyüzü
siyaset-i ru-yi zemin: dünya siyaseti
şimal: kuzey
garp: batı
maşuk-u mecazi: layık olmadığı halde aşık olunan şeyler
hayat-ı dünyevi: dünya hayatı
hayat-ı bakiye: devamlı ve kalıcı olan ebedi hayat